KesikÇayır
New member
- Katılım
- 26 Mar 2021
- Mesajlar
- 1,744
- Puanları
- 0
Hasankeyf hafriyat çalışmalarında Sarya bebek sevinç kaynağı oldu Batman’da 12 bin yıllık tarihi ve Orta Çağ’dan bugüne kesintisiz gelen ömür döngüsüyle insanlık tarihinin en değerli yerleşim yerlerinden biri olan Hasankeyf ilçesindeki Hasankeyf Kalesi’nde arkeolojik hafriyat çalışmaları devam ediyor.
Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekai Erdal başkanlığındaki 3. periyot hafriyat çalışmalarını uzman bir grup yürütüyor.
GRUBUN EN KÜÇÜK ÜYESİ
Batman Müzesinde nazaranvli arkeolog Tülay Ünlü Ağrak da bu takımda yer alıyor. Tarihi Hasankeyf hafriyat alanında bakılırsavlendirilen Ağrak, bu yıl dünyaya gelen ve Sarya ismini verdiği bebeğinin bakımıyla yakından ilgilenmek için onu çabucak hemen 7 aylık iken haftanın 2-3 günü hafriyat alanına götürmeye başladı.
Sarya’nın babası arkeolog Metin Ağrak da hafriyat alanının yakınında bulunan Hasankeyf Müzesi’nde misyon yapıyor.
Çiftin dayanışma halinde alanda bakımıyla ilgilendiği Sarya, sevecen tutumları, gülen yüzü ile grubun hem moral kaynağı tıpkı vakitte adeta en küçük üyesi haline geldi.
”OYUNCAKTAN ÇOK HAFRİYAT GEREÇLERİNE İLGİ DUYUYOR”
Alanda kontrolör olarak bakılırsav yapan arkeolog Tülay Ünlü Ağrak, eşi Metin Ağrak ile Adana Müzesi’nde nazaranv yaptığı periyotta tanıştığını, evlendikten daha sonra Batman’a yerleştiklerini söylemiş oldu.
Kazılara katılmaya başladıktan daha sonra arkeolojinin kendisi için uygun bir meslek olduğunu gördüğünü belirten Ağrak, mesleğini büyük bir keyifle yaptığını anlattı.
Ocak ayında Sarya’nın dünyaya geldiğini tabir eden Ağrak, Birinci olarak kazılara bebekle katılıp katılamayacağı telaşını yaşadığını belirtti.
Ağrak, Hasankeyf hafriyatının bu sene başlayacağını öğrendiğinde büyük bir heyecan yaşadığını, çabucak sonrasında hafriyatta bakılırsavlendirildiğini öğrenince heyecanının katlandığını aktararak, “Başta, ‘Bebekle hafriyat çalışması nasıl olur?’, ‘Bebeğe uygun bir hayat ortamı sunabilir miyim?’ diye düşünmeye başladım. ‘Yaparız herbiçimde’ diye düşündük. ‘bir süre deneyelim, şartları sağlayabiliyorsak devam ederiz, sağlayamıyorsak bırakırız’ dedik.” tabirini kullandı.
Grubun kendilerine büyük dayanak verdiğini lisana getiren Ağrak, Sarya’nın grubun bir kesimi haline geldiğini kaydetti.
Takımın hem alanda hem hafriyat konutunda Sarya’ya gereken bütün konforu sağladığını vurgulayan Ağrak, “İşimi yaparken Sarya’nın uyuması ya da yemek yemesi gerekiyorsa gruptakiler epey fazlaca takviye veriyor.” dedi.
Ağrak, Sarya’nın grupta aranılan bir birey haline geldiğini anlatarak, “Hasankeyf tüm dünyanın tanıdığı bir yer. Buradaki kazılara tanıklık edip, bunun bir kesimi olmak hayli hoş bir şey. Çocuğumla, eşimle bu vakti geçirmek farklı bir keyif. Sarya hayli toplumsal bir bebek oldu. Oyuncaktan fazlaca hafriyat materyallerine ilgi duyuyor.” diye konuştu.
”EŞİMLE, KIZIMLA BİREBİR ALANDA OLMAK HOŞ BİR DUYGU”
Metin Ağrak da Sarya dünyaya geldikten daha sonra hafriyat alanında çalışmanın güç olacağı telaşını yaşadıklarını fakat takımın büyük takviyesiyle bu tasalarının ortadan kalktığını lisana getirdi.
“Sahada beklediğimizden çoksını gördük. Hafriyat takımı fazlaca güzel. Hafriyat Lideri Zekai Hoca bu hususta dayanağı esirgemedi” diyen Ağrak, Hasankeyf Müzesi’nde bakılırsavli olmasının ve hafriyat meskeninin yanı başında bulunmasının, Sarya’nın bakımını kolaylaştırdığını aktardı.
Ağrak, “Eşimle, kızımla tıpkı meskende ve alanda olmak hakikaten epey hoş bir his. Çocuğumun daha 9 aylıkken 12 bin yıllık geçmişe sahip bir yerde bulunması ve orada yaşaması onun için de epeyce hoş bir anı ve hatıra olacak.” dedi.
Hafriyat takımından sanat tarihçisi Rabia Köse de üç yıldır Hasankeyf hafriyat meskeninde çalıştığını, Sarya’nın takıma katılmasıyla bu yılın daha keyifli geçtiğini anlattı.
Sarya’nın hafriyat konutunun sevinç kaynağı olduğunu belirten Köse, “O burada olduğu vakit keyifli oluyoruz. Yorulduğumuzda onunla vakit geçiriyoruz. Onun bütün gelişmenini nazaranbiliyoruz.” tabirini kullandı.
”SARYA HAFRİYAT ALANINA SEVİNÇ KATTI”
Mardin Artuklu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Öğretim Üyesi ve Hasankeyf Hafriyat Lideri Doç. Dr. Zekai Erdal ise 12 bin yıllık bir geçmişe sahip Hasankeyf’te hafriyat çalışmalarının sürdüğünü belirtti.
Türkiye’nin en genç arkeologlarından bir anne ile çalışma fırsatı bulduklarını lisana getiren Erdal, anne ve babası arkeolog olan bir bebeğin uygulamalı bir biçimde alanda bulunmasının hafriyat çalışmalarına farklı bir boyut kazandırdığına dikkati çekti.
Erdal, hafriyat meskeninde farklı vilayetlerden gelen bireylerle bir aile üzere olduklarına işaret ederek, “Sarya hafriyat alanına sevinç kattı. Hanımefendi hafriyat alanına geldiğinde sevincimiz bir kat daha artıyor. Gelmediğinde ise gözümüz onu arıyor.” diye konuştu.
Mardin Artuklu Üniversitesi (MAÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zekai Erdal başkanlığındaki 3. periyot hafriyat çalışmalarını uzman bir grup yürütüyor.
GRUBUN EN KÜÇÜK ÜYESİ
Batman Müzesinde nazaranvli arkeolog Tülay Ünlü Ağrak da bu takımda yer alıyor. Tarihi Hasankeyf hafriyat alanında bakılırsavlendirilen Ağrak, bu yıl dünyaya gelen ve Sarya ismini verdiği bebeğinin bakımıyla yakından ilgilenmek için onu çabucak hemen 7 aylık iken haftanın 2-3 günü hafriyat alanına götürmeye başladı.
Sarya’nın babası arkeolog Metin Ağrak da hafriyat alanının yakınında bulunan Hasankeyf Müzesi’nde misyon yapıyor.
Çiftin dayanışma halinde alanda bakımıyla ilgilendiği Sarya, sevecen tutumları, gülen yüzü ile grubun hem moral kaynağı tıpkı vakitte adeta en küçük üyesi haline geldi.
”OYUNCAKTAN ÇOK HAFRİYAT GEREÇLERİNE İLGİ DUYUYOR”
Alanda kontrolör olarak bakılırsav yapan arkeolog Tülay Ünlü Ağrak, eşi Metin Ağrak ile Adana Müzesi’nde nazaranv yaptığı periyotta tanıştığını, evlendikten daha sonra Batman’a yerleştiklerini söylemiş oldu.
Kazılara katılmaya başladıktan daha sonra arkeolojinin kendisi için uygun bir meslek olduğunu gördüğünü belirten Ağrak, mesleğini büyük bir keyifle yaptığını anlattı.
Ocak ayında Sarya’nın dünyaya geldiğini tabir eden Ağrak, Birinci olarak kazılara bebekle katılıp katılamayacağı telaşını yaşadığını belirtti.
Ağrak, Hasankeyf hafriyatının bu sene başlayacağını öğrendiğinde büyük bir heyecan yaşadığını, çabucak sonrasında hafriyatta bakılırsavlendirildiğini öğrenince heyecanının katlandığını aktararak, “Başta, ‘Bebekle hafriyat çalışması nasıl olur?’, ‘Bebeğe uygun bir hayat ortamı sunabilir miyim?’ diye düşünmeye başladım. ‘Yaparız herbiçimde’ diye düşündük. ‘bir süre deneyelim, şartları sağlayabiliyorsak devam ederiz, sağlayamıyorsak bırakırız’ dedik.” tabirini kullandı.
Grubun kendilerine büyük dayanak verdiğini lisana getiren Ağrak, Sarya’nın grubun bir kesimi haline geldiğini kaydetti.
Takımın hem alanda hem hafriyat konutunda Sarya’ya gereken bütün konforu sağladığını vurgulayan Ağrak, “İşimi yaparken Sarya’nın uyuması ya da yemek yemesi gerekiyorsa gruptakiler epey fazlaca takviye veriyor.” dedi.
Ağrak, Sarya’nın grupta aranılan bir birey haline geldiğini anlatarak, “Hasankeyf tüm dünyanın tanıdığı bir yer. Buradaki kazılara tanıklık edip, bunun bir kesimi olmak hayli hoş bir şey. Çocuğumla, eşimle bu vakti geçirmek farklı bir keyif. Sarya hayli toplumsal bir bebek oldu. Oyuncaktan fazlaca hafriyat materyallerine ilgi duyuyor.” diye konuştu.
”EŞİMLE, KIZIMLA BİREBİR ALANDA OLMAK HOŞ BİR DUYGU”
Metin Ağrak da Sarya dünyaya geldikten daha sonra hafriyat alanında çalışmanın güç olacağı telaşını yaşadıklarını fakat takımın büyük takviyesiyle bu tasalarının ortadan kalktığını lisana getirdi.
“Sahada beklediğimizden çoksını gördük. Hafriyat takımı fazlaca güzel. Hafriyat Lideri Zekai Hoca bu hususta dayanağı esirgemedi” diyen Ağrak, Hasankeyf Müzesi’nde bakılırsavli olmasının ve hafriyat meskeninin yanı başında bulunmasının, Sarya’nın bakımını kolaylaştırdığını aktardı.
Ağrak, “Eşimle, kızımla tıpkı meskende ve alanda olmak hakikaten epey hoş bir his. Çocuğumun daha 9 aylıkken 12 bin yıllık geçmişe sahip bir yerde bulunması ve orada yaşaması onun için de epeyce hoş bir anı ve hatıra olacak.” dedi.
Hafriyat takımından sanat tarihçisi Rabia Köse de üç yıldır Hasankeyf hafriyat meskeninde çalıştığını, Sarya’nın takıma katılmasıyla bu yılın daha keyifli geçtiğini anlattı.
Sarya’nın hafriyat konutunun sevinç kaynağı olduğunu belirten Köse, “O burada olduğu vakit keyifli oluyoruz. Yorulduğumuzda onunla vakit geçiriyoruz. Onun bütün gelişmenini nazaranbiliyoruz.” tabirini kullandı.
”SARYA HAFRİYAT ALANINA SEVİNÇ KATTI”
Mardin Artuklu Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Öğretim Üyesi ve Hasankeyf Hafriyat Lideri Doç. Dr. Zekai Erdal ise 12 bin yıllık bir geçmişe sahip Hasankeyf’te hafriyat çalışmalarının sürdüğünü belirtti.
Türkiye’nin en genç arkeologlarından bir anne ile çalışma fırsatı bulduklarını lisana getiren Erdal, anne ve babası arkeolog olan bir bebeğin uygulamalı bir biçimde alanda bulunmasının hafriyat çalışmalarına farklı bir boyut kazandırdığına dikkati çekti.
Erdal, hafriyat meskeninde farklı vilayetlerden gelen bireylerle bir aile üzere olduklarına işaret ederek, “Sarya hafriyat alanına sevinç kattı. Hanımefendi hafriyat alanına geldiğinde sevincimiz bir kat daha artıyor. Gelmediğinde ise gözümüz onu arıyor.” diye konuştu.