Marmara Denizi göz bakılırsa nazaran salyaya boğulmuş! Marmara’da başlayan ve Ege denizine gerçek yayılan “Deniz salyası-müsilaj” tehlikesine karşı CHP milletvekillerinin yıllar evvel araştırma önergeleri verip tehlikeye dikkat çektikleri lakin iktidarın ciddiye almadığı ortaya çıktı. Eski Balıkesir milletvekili Namık Havutça’nın 2011, eski Kocaeli Milletvekili Fatma Hürriyet Kaplan’ın ise 2016’da Marmara’daki kirliliğe karşı tedbir alınması tarafında TBMM Başkanlığı’na sundukları önergeler, AKP tarafınca reddedildi.
TARİH: 09.09.2011
TEHLİKEYİ TEK TEK SAYDI
Havutça ve arkadaşları tarafınca 2011’de verilen araştırma önergesinde, giderek büyüyen tehlikeye şöyleki dikkat çekmişti:
Hala İzmit Belediye Başkanlığı misyonunda bulunan Fatma Hürriyet Kaplan da 25. devir milletvekilliği sırasında, 2016’da Marmara’daki kirlilikle ilgili araştırma önergesinde şu ihtarlarda bulunmuştu:
TARİH: 02.05.2016
“Marmara Denizi’nde ve bilhassa İzmit Körfezi’nde 20 yılda görülen alg patlamasının artık yılda dört sefer görülmesi denizin istikrarının bozulduğunu da açık açık göstermektedir. Kirazlıyalı Kıyısı’nda denizin kirliliğine dayanamayan balıklar ölerek kıyıya vurmaya başladı. Gölcük ve Başiskele kıyılarında, toplu balık vefatları görüldü. İzmit Körfezi’nde yaşanan kirliliğin Marmara Denizi’nin tamamını etkileyebileceği düşünüldüğünden ötürü meydana gelen kirlilik olayları için Meclis Araştırma Kurulu açılmalı.”
DÜNDEN BUGÜNE…
Havutça’nın 2011, Kaplan’ın 2016’da Marmara Denizi ile ilgili verdiği ve AKP tarafınca reddedilen önergelerinden daha sonra şu değişiklikler yaşandı:
– Marmara Denizi geçen yılın sonundan bu yana su yüzeyini ve derinlerini saran ve müsilaj tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
– Devrin bakanlarından, AKP Milletvekili Veysel Eroğlu; azot ve fosfor konsantrasyonunun artması sonucunda Marmara Denizi’nde alg patlaması yaşandığını belirtti.
– Marmara Denizi’ndeki kirlilik tüm taraflarıyla araştırılsın diyen Namık Havutça’nın önergesinin üzerinden 10 yıl, Fatma Hürriyet Kaplan önergesinin üzerinden 5 yıl geçti. Etraf ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Marmara Denizi 5 yılda eski haline dönebilir” dedi. Yani meclis Marmara’daki kirliliği o devir araştırsaydı, 5 yılda lakin çözülecek müsilaj tehdidi ortaya çıkmadan kaldırılmış olacaktı.
Çanakkale Boğazı’nda müsilaj temizleme çalışmaları durmaksızın sürdürülüyor.
Müteahhitlere ve Katar’a yeni yarar kapısı açılacak
Marmara’daki müsilaj felaketi üzerine Etraf Bakanlığı tarafınca ilan edilen aksiyon planında yer alan birtakım hususların asıl maksadının, iktidar yanlısı müteahhitlere ve Su Muahedesi imzalanan Katar’a yeni kar kapısı açmak olduğu argüman edildi. CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, şunları söylemiş oldu:
Erdoğan Toprak
“Eylem Planı’nın 7’nci hususu arıtılmış atık suların, bir daha kullanmasının artırılmasını içermektedir. Katar ile imzalanan muahede ile 7. unsur örtüşmektedir. Katar, deniz suyunu arıtıp kent şebekelerinde kullanıma verdikten daha sonra, bu atık suların tekrar arıtılması ile su ihtiyacının büyük kısmını karşılamaktadır. Katar’ın benzeri tesisleri Türkiye’de kurması muahedenin maksatları içindedır. Muhtemelen Marmara ve Ege kıyıları Katar sermayesi ve fonlarıyla, iktidara yakın müteahhitlerin ortaklaşa kuracağı deniz suyu arıtma, atık su arıtma ve kent şebekelerine kullanma suyu sağlama tesislerine tahsis edilecektir.” Başak KAYA/SÖZCÜ
TARİH: 09.09.2011
TEHLİKEYİ TEK TEK SAYDI
Havutça ve arkadaşları tarafınca 2011’de verilen araştırma önergesinde, giderek büyüyen tehlikeye şöyleki dikkat çekmişti:
Hala İzmit Belediye Başkanlığı misyonunda bulunan Fatma Hürriyet Kaplan da 25. devir milletvekilliği sırasında, 2016’da Marmara’daki kirlilikle ilgili araştırma önergesinde şu ihtarlarda bulunmuştu:
TARİH: 02.05.2016
“Marmara Denizi’nde ve bilhassa İzmit Körfezi’nde 20 yılda görülen alg patlamasının artık yılda dört sefer görülmesi denizin istikrarının bozulduğunu da açık açık göstermektedir. Kirazlıyalı Kıyısı’nda denizin kirliliğine dayanamayan balıklar ölerek kıyıya vurmaya başladı. Gölcük ve Başiskele kıyılarında, toplu balık vefatları görüldü. İzmit Körfezi’nde yaşanan kirliliğin Marmara Denizi’nin tamamını etkileyebileceği düşünüldüğünden ötürü meydana gelen kirlilik olayları için Meclis Araştırma Kurulu açılmalı.”
DÜNDEN BUGÜNE…
Havutça’nın 2011, Kaplan’ın 2016’da Marmara Denizi ile ilgili verdiği ve AKP tarafınca reddedilen önergelerinden daha sonra şu değişiklikler yaşandı:
– Marmara Denizi geçen yılın sonundan bu yana su yüzeyini ve derinlerini saran ve müsilaj tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
– Devrin bakanlarından, AKP Milletvekili Veysel Eroğlu; azot ve fosfor konsantrasyonunun artması sonucunda Marmara Denizi’nde alg patlaması yaşandığını belirtti.
– Marmara Denizi’ndeki kirlilik tüm taraflarıyla araştırılsın diyen Namık Havutça’nın önergesinin üzerinden 10 yıl, Fatma Hürriyet Kaplan önergesinin üzerinden 5 yıl geçti. Etraf ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Marmara Denizi 5 yılda eski haline dönebilir” dedi. Yani meclis Marmara’daki kirliliği o devir araştırsaydı, 5 yılda lakin çözülecek müsilaj tehdidi ortaya çıkmadan kaldırılmış olacaktı.
Çanakkale Boğazı’nda müsilaj temizleme çalışmaları durmaksızın sürdürülüyor.
Müteahhitlere ve Katar’a yeni yarar kapısı açılacak
Marmara’daki müsilaj felaketi üzerine Etraf Bakanlığı tarafınca ilan edilen aksiyon planında yer alan birtakım hususların asıl maksadının, iktidar yanlısı müteahhitlere ve Su Muahedesi imzalanan Katar’a yeni kar kapısı açmak olduğu argüman edildi. CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, şunları söylemiş oldu:
Erdoğan Toprak
“Eylem Planı’nın 7’nci hususu arıtılmış atık suların, bir daha kullanmasının artırılmasını içermektedir. Katar ile imzalanan muahede ile 7. unsur örtüşmektedir. Katar, deniz suyunu arıtıp kent şebekelerinde kullanıma verdikten daha sonra, bu atık suların tekrar arıtılması ile su ihtiyacının büyük kısmını karşılamaktadır. Katar’ın benzeri tesisleri Türkiye’de kurması muahedenin maksatları içindedır. Muhtemelen Marmara ve Ege kıyıları Katar sermayesi ve fonlarıyla, iktidara yakın müteahhitlerin ortaklaşa kuracağı deniz suyu arıtma, atık su arıtma ve kent şebekelerine kullanma suyu sağlama tesislerine tahsis edilecektir.” Başak KAYA/SÖZCÜ