MR’da ‘hasta garantisi’ kırmızı alarm veriyor Köprü ve otoyollara verilen yolcu garantileri üzere devlet hastanelerindeki radyoloji hizmetlerinin de özel kesime devredilip MR hastası garantisi verilmesi, sistemi kilitledi.
İktidar, otoyol, köprü ve havalimanlarında uyguladığı ‘garantili’ sistemin benzerini devlet hastanelerinde de hayata geçirdi. Birden fazla devlet hastanesi ‘hizmet alımı’ ismi altında radyoloji ünitelerini özel şirketlere devretmiş durumda. Bu periyot sürecinde ‘hizmet alınan’ şirkete günlük ve aylık MR hastası kelamı veriliyor, daha sonra bu garantiyi doldurmak için hastanelerin hekimlere “kota” baskısı yaptığı argüman ediliyor. Bu niçinle radyoloji servislerindeki yığılmalar randevu ve bilhassa de raporlamada önemli gecikmelere ve eksiklere yol açıyor.
‘TİCARİ’ HALE GELİYOR
Tıbbi Görüntüleme Derneği (TG-DER) Lideri Özer Erden’e OECD’nin en epeyce MR çekilen ülkesi olan Türkiye’de sistemde yaşanan tıkanıklığı ve bu argümanları sorduk. Erden, külfetlerin eğitimden başladığını, radyolojinin ‘doktorların gözleri’ olduğunu lakin 2 yıllık eğitimin kâfi görüldüğünü ve öğrenci kontenjanının gereksinimin epey altında kaldığını anlattı. “Çoğu ünitede asistan yok” diyen Erden, “Çapa, Cerrahpaşa üzere hastanelerde MR randevularının 6 aya kadar uzadığı gerçek. Öteki kamu hastanelerinde ise sorun randevuların gecikmesinden fazla hizmet alımı niçiniyle yanlış ve eksik çekimlerin kelam konusu olması. Ticari bir iş haline gelince maliyet derdi ile stajyerler çalıştırılıyor. Mühletler kısalıyor. Sekanslar atlanabiliyor” dedi. Eden, Türk Radyoloji Derneği’nin bir yayınına bakılırsa; Türkiye’de çekilen sinemaların yüzde 30’unun yanlış çekildiği için yenidenlanan sinemalardan oluştuğu bilgisini verdi.
Dolar kurundaki artış körükledi
Yapılan araştırmalar stajyer radyologların çalıştığı aygıtlardan çıkan raporlarda kusur oranının yüzde 30’ları bulduğunu ortaya koyuyor. Yükselen dolar kuru niçiniyle fiyatı 10 milyon TL’yi bulan MR aygıtlarının bu ticari yaklaşım ortasında “parasını çıkarması” için giderek daha fazla rapor basması gerekiyor. Bu durumun “hızlandırılan işlemleri” birlikteinde getirdiği, yanılgıların da bundan kaynaklandığı sav ediliyor.
Vatandaş ‘özel’e mecbur kalıyor
Devlet hastanelerinde MR randevularında ve çekilen MR’ın kalitesinde sorun yaşanması, ekonomik krizin derinleştiği bugünlerde vatandaşı özel görüntüleme merkezlerine gitmeye mecbur bırakıyor. Beşerler canları ve cüzdanları içinde kalıyor. Tıbbi Görüntüleme Derneği (TG-DER) Lideri Erden, devlet ve kent hastanelerinde radyoloji işinin özel kesime devredilmesine karşı olduklarını, tabiplerin teşhis için en kıymetli yardımcılarından biri olan MR’ın ışınımu olmayan bir görüntüleme sistemi olduğunu ve çekiminin büyük bir uzmanlık gerektirdiğini vurguladı.
İktidar, otoyol, köprü ve havalimanlarında uyguladığı ‘garantili’ sistemin benzerini devlet hastanelerinde de hayata geçirdi. Birden fazla devlet hastanesi ‘hizmet alımı’ ismi altında radyoloji ünitelerini özel şirketlere devretmiş durumda. Bu periyot sürecinde ‘hizmet alınan’ şirkete günlük ve aylık MR hastası kelamı veriliyor, daha sonra bu garantiyi doldurmak için hastanelerin hekimlere “kota” baskısı yaptığı argüman ediliyor. Bu niçinle radyoloji servislerindeki yığılmalar randevu ve bilhassa de raporlamada önemli gecikmelere ve eksiklere yol açıyor.
‘TİCARİ’ HALE GELİYOR
Tıbbi Görüntüleme Derneği (TG-DER) Lideri Özer Erden’e OECD’nin en epeyce MR çekilen ülkesi olan Türkiye’de sistemde yaşanan tıkanıklığı ve bu argümanları sorduk. Erden, külfetlerin eğitimden başladığını, radyolojinin ‘doktorların gözleri’ olduğunu lakin 2 yıllık eğitimin kâfi görüldüğünü ve öğrenci kontenjanının gereksinimin epey altında kaldığını anlattı. “Çoğu ünitede asistan yok” diyen Erden, “Çapa, Cerrahpaşa üzere hastanelerde MR randevularının 6 aya kadar uzadığı gerçek. Öteki kamu hastanelerinde ise sorun randevuların gecikmesinden fazla hizmet alımı niçiniyle yanlış ve eksik çekimlerin kelam konusu olması. Ticari bir iş haline gelince maliyet derdi ile stajyerler çalıştırılıyor. Mühletler kısalıyor. Sekanslar atlanabiliyor” dedi. Eden, Türk Radyoloji Derneği’nin bir yayınına bakılırsa; Türkiye’de çekilen sinemaların yüzde 30’unun yanlış çekildiği için yenidenlanan sinemalardan oluştuğu bilgisini verdi.
Dolar kurundaki artış körükledi
Yapılan araştırmalar stajyer radyologların çalıştığı aygıtlardan çıkan raporlarda kusur oranının yüzde 30’ları bulduğunu ortaya koyuyor. Yükselen dolar kuru niçiniyle fiyatı 10 milyon TL’yi bulan MR aygıtlarının bu ticari yaklaşım ortasında “parasını çıkarması” için giderek daha fazla rapor basması gerekiyor. Bu durumun “hızlandırılan işlemleri” birlikteinde getirdiği, yanılgıların da bundan kaynaklandığı sav ediliyor.
Vatandaş ‘özel’e mecbur kalıyor
Devlet hastanelerinde MR randevularında ve çekilen MR’ın kalitesinde sorun yaşanması, ekonomik krizin derinleştiği bugünlerde vatandaşı özel görüntüleme merkezlerine gitmeye mecbur bırakıyor. Beşerler canları ve cüzdanları içinde kalıyor. Tıbbi Görüntüleme Derneği (TG-DER) Lideri Erden, devlet ve kent hastanelerinde radyoloji işinin özel kesime devredilmesine karşı olduklarını, tabiplerin teşhis için en kıymetli yardımcılarından biri olan MR’ın ışınımu olmayan bir görüntüleme sistemi olduğunu ve çekiminin büyük bir uzmanlık gerektirdiğini vurguladı.