- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Prof. Dr. Savlı: Omikron varyantı 50 farklı mutasyon taşıyor Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Kısmı Lideri Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Hakan Savlı, Güney Afrika bölgesinde görülen olay sayılarında önemli artış yaşanmasına niye olan omikron varyantının kendileri tarafınca da incelendiğini söylemiş oldu.
Dünya Sıhhat Örgütü tarafınca Omikron varyantının ‘Endişe Veren Varyant (VOC)’ olarak sınıflandırıldığını belirten Prof. Dr. Savlı, Omikron’un şu ana kadar en çok mutasyon içeren soy olduğunu söylemiş oldu.
Omikron varyantındaki mutasyolardan 26 adedinin daha evvel hiç görülmeyen mutasyonlar olduğunu tabir belirten Prof. Dr. Savlı, “Omikron, şimdiye kadar tanımlanan koronavirüs varyantları içerisinde en çok sayıda mutasyon içeren soy. Bu virüsün evrimsel bir sıçrama gösterdiğine işaret etmektedir. Üniversitemizde yaptığımız tahlillerde, Türkiye’de izlediğimiz Delta varyantının, kısa müddette tüm alanı kapladığını ve 7-8 yeni mutasyon içerdiğini görmüştük. Lakin, Omikron 32 tanesi spike (diken) bölgesinde olan 50 mutasyon taşıyor. Korkutucu olan ise, bu mutasyonlardan 26 tanesi daha evvelki varyantların hiç birinde görülmedi” dedi.
“YENİ VARYANT ESKİSİNDEN DAHA DA BULAŞICI”
Şu ana kadar elde edilen bilgilerle kesin sonuçlara varmanın hayli güç olduğunu belirten Savlı, “Çok fazla mutasyon içeriyor olması her vakit makûs değil kimi vakit yeterli sonuçlara da yol açabilir. Durumu anlamak için gereğince hasta oluşması ve 2022 yılının birinci haftasına varmamız gerekecek. Birinci sonuç bu mutasyonlar kararında karşımıza çıkan yeni varyant eskisinden daha bulaşıcı. Anlamamız gereken şey ise, daha öldürücü mü? Zira Omikron, tıpkı Delta varyantı üzere bulaşma gücü daha baskın bir varyant olarak yakında her yeri kaplayacak üzere görünüyor” diye konuştu.
“HASTA SAYISINDA ARTIŞ VAR “
Omikron varyantının görüldüğü Güney Afrika’daki klinik dataları de inceleme altına aldıklarını söz eden Savlı, şöyleki konuştu:
“Güney Afrika’dan gelen birinci hudutlu sayıda data, yeni varyantın ağır yorgunluk yaptığı ancak ateş, koku kaybı, tat kaybı üzere bulgulara epeyce rastlanılmadığı tarafında. bir daha birinci gelen klinik bilgiler, hasta sayısında artış olduğunu lakin hastaneye yatışlarda artış olmadığına işaret ediyor.”
Dünya Sıhhat Örgütü tarafınca Omikron varyantının ‘Endişe Veren Varyant (VOC)’ olarak sınıflandırıldığını belirten Prof. Dr. Savlı, Omikron’un şu ana kadar en çok mutasyon içeren soy olduğunu söylemiş oldu.
Omikron varyantındaki mutasyolardan 26 adedinin daha evvel hiç görülmeyen mutasyonlar olduğunu tabir belirten Prof. Dr. Savlı, “Omikron, şimdiye kadar tanımlanan koronavirüs varyantları içerisinde en çok sayıda mutasyon içeren soy. Bu virüsün evrimsel bir sıçrama gösterdiğine işaret etmektedir. Üniversitemizde yaptığımız tahlillerde, Türkiye’de izlediğimiz Delta varyantının, kısa müddette tüm alanı kapladığını ve 7-8 yeni mutasyon içerdiğini görmüştük. Lakin, Omikron 32 tanesi spike (diken) bölgesinde olan 50 mutasyon taşıyor. Korkutucu olan ise, bu mutasyonlardan 26 tanesi daha evvelki varyantların hiç birinde görülmedi” dedi.
“YENİ VARYANT ESKİSİNDEN DAHA DA BULAŞICI”
Şu ana kadar elde edilen bilgilerle kesin sonuçlara varmanın hayli güç olduğunu belirten Savlı, “Çok fazla mutasyon içeriyor olması her vakit makûs değil kimi vakit yeterli sonuçlara da yol açabilir. Durumu anlamak için gereğince hasta oluşması ve 2022 yılının birinci haftasına varmamız gerekecek. Birinci sonuç bu mutasyonlar kararında karşımıza çıkan yeni varyant eskisinden daha bulaşıcı. Anlamamız gereken şey ise, daha öldürücü mü? Zira Omikron, tıpkı Delta varyantı üzere bulaşma gücü daha baskın bir varyant olarak yakında her yeri kaplayacak üzere görünüyor” diye konuştu.
“HASTA SAYISINDA ARTIŞ VAR “
Omikron varyantının görüldüğü Güney Afrika’daki klinik dataları de inceleme altına aldıklarını söz eden Savlı, şöyleki konuştu:
“Güney Afrika’dan gelen birinci hudutlu sayıda data, yeni varyantın ağır yorgunluk yaptığı ancak ateş, koku kaybı, tat kaybı üzere bulgulara epeyce rastlanılmadığı tarafında. bir daha birinci gelen klinik bilgiler, hasta sayısında artış olduğunu lakin hastaneye yatışlarda artış olmadığına işaret ediyor.”