KesikÇayır
New member
- Katılım
- 26 Mar 2021
- Mesajlar
- 1,744
- Puanları
- 0
Rizeli antikacı, İstanbul’daki antikaları köyünde sergiliyor Rize’den göç ettiği İstanbul’da 20 yıldır ikamet eden Mesut Bakırcı, 6 yıl evvel gezmeye diye gittiği bir bit pazarından eski bir biblo satın aldı.
Üzerinde at figürü bulunan biblo nazarann ve bu güzeline giden Bakırcı bir daha bit pazarına gitti ve 1 biblo daha aldı.
Serüveni bu biçimdece başlayan Bakırcı artık ise 4 binin üzerinde antikası ile ilgi odağı oldu.
50 METREKARE ALANDA STANT AÇTI
İstanbul’daki terzi dükkanını müzeye çeviren Bakırcı, antikalar artık işletmesine sığmayınca bir kısmını Rize’ye taşıma sonucu aldı. Merkeze bağlı Pazarköy köyündeki bir dükkânda eşyaları dizmeye başlayan Bakırcı, yaklaşık 150 yıllık eşyaları 50 metrekarelik alanda sergiledi.
110 YILLIK TANSİYON ALETLERİ İLGİ GÖRDÜ
Burada da vatandaşların ağır ilgisi ile karşılaşan Bakırcı, antika toplamaya ömrünün sonuna kadar devam edeceğini ve hayalinin müze kurmak olduğunu lisana getirdi. Bakırcı’nın topladıkları antikalar içinde ise eski tip dikiş makineleri, paralar, tüfeklerin yanı sıra 110 yılı aşkın müddet evvel kullanılan tansiyon aleti köylüleri tarafınca ilgi gördü.
4 BİNE YAKIN KESİM BİRİKTİRDİ
Vatandaşların ilgisinin kendisini 4 binin üzerinde antika birikimine ittiğini lisana getiren Mesut Bakırcı, memleketi Pazarköy köyünde bir müze açmak istediğini söylemiş oldu. Bakırcı “Bu iş bir pazara gidip biblo alışımdan başladı. Yaklaşık 6 yıldır antika topluyorum. şimdi 4 bine yakın modülümüz var. Toplaya toplaya İstanbul’da ki iş yerimize sığmayınca köyümüze getirip stant açmak istedik. Buraya getirdiğimizde fazlaca ilgi gördü. bu biçimde ilgi görür görmez de İstanbul’daki dükkânda kalan öbür materyalleri de getirmeye karar verdim. Topladıklarımız ile köyümüzde bir müze konutu üzere bir yer açmak istiyoruz.” dedi.
“BU İŞ BİR HASTALIK GİBİ”
İnsanların işletmesine geldiğinde epeyce şaşırdıklarını bu durumun ise kendilerini keyifli ettiğini lisana getiren Bakırcı “İlk aldığım biblo at figürüydü. Çok hoşuma gitti. 1-2 derken artmaya başladı. İş yerimize gelen müşterilerinde dikkatini çekmeye başladı. Oradan da aldığım memnunluk ile toplaya toplaya bu hale getirdik. İstanbul’da gittiğim 5-6 pazar var. Gidiyorum tek modül, 2 modül alıyorum. bu türlü 6 yıldır topluyorum. Terzi dükkanının içerisini müze üzere yaptım. Gelen ‘Müzeye mi geldik, terziye mi geldik’ diyor. Gelenin hayli güzeline gidiyor. Onların güzeline gittiği için bizim de güzelimize gidiyor tabi. Bu iş bir hastalık üzere, zevkli bir tutku. Bu bu biçimde ömür uzunluğu sürer.” sözlerini kullandı.
Üzerinde at figürü bulunan biblo nazarann ve bu güzeline giden Bakırcı bir daha bit pazarına gitti ve 1 biblo daha aldı.
Serüveni bu biçimdece başlayan Bakırcı artık ise 4 binin üzerinde antikası ile ilgi odağı oldu.
50 METREKARE ALANDA STANT AÇTI
İstanbul’daki terzi dükkanını müzeye çeviren Bakırcı, antikalar artık işletmesine sığmayınca bir kısmını Rize’ye taşıma sonucu aldı. Merkeze bağlı Pazarköy köyündeki bir dükkânda eşyaları dizmeye başlayan Bakırcı, yaklaşık 150 yıllık eşyaları 50 metrekarelik alanda sergiledi.
110 YILLIK TANSİYON ALETLERİ İLGİ GÖRDÜ
Burada da vatandaşların ağır ilgisi ile karşılaşan Bakırcı, antika toplamaya ömrünün sonuna kadar devam edeceğini ve hayalinin müze kurmak olduğunu lisana getirdi. Bakırcı’nın topladıkları antikalar içinde ise eski tip dikiş makineleri, paralar, tüfeklerin yanı sıra 110 yılı aşkın müddet evvel kullanılan tansiyon aleti köylüleri tarafınca ilgi gördü.
4 BİNE YAKIN KESİM BİRİKTİRDİ
Vatandaşların ilgisinin kendisini 4 binin üzerinde antika birikimine ittiğini lisana getiren Mesut Bakırcı, memleketi Pazarköy köyünde bir müze açmak istediğini söylemiş oldu. Bakırcı “Bu iş bir pazara gidip biblo alışımdan başladı. Yaklaşık 6 yıldır antika topluyorum. şimdi 4 bine yakın modülümüz var. Toplaya toplaya İstanbul’da ki iş yerimize sığmayınca köyümüze getirip stant açmak istedik. Buraya getirdiğimizde fazlaca ilgi gördü. bu biçimde ilgi görür görmez de İstanbul’daki dükkânda kalan öbür materyalleri de getirmeye karar verdim. Topladıklarımız ile köyümüzde bir müze konutu üzere bir yer açmak istiyoruz.” dedi.
“BU İŞ BİR HASTALIK GİBİ”
İnsanların işletmesine geldiğinde epeyce şaşırdıklarını bu durumun ise kendilerini keyifli ettiğini lisana getiren Bakırcı “İlk aldığım biblo at figürüydü. Çok hoşuma gitti. 1-2 derken artmaya başladı. İş yerimize gelen müşterilerinde dikkatini çekmeye başladı. Oradan da aldığım memnunluk ile toplaya toplaya bu hale getirdik. İstanbul’da gittiğim 5-6 pazar var. Gidiyorum tek modül, 2 modül alıyorum. bu türlü 6 yıldır topluyorum. Terzi dükkanının içerisini müze üzere yaptım. Gelen ‘Müzeye mi geldik, terziye mi geldik’ diyor. Gelenin hayli güzeline gidiyor. Onların güzeline gittiği için bizim de güzelimize gidiyor tabi. Bu iş bir hastalık üzere, zevkli bir tutku. Bu bu biçimde ömür uzunluğu sürer.” sözlerini kullandı.