Seyahat Davası duruşmasında karar çıktı 2013’teki Seyahat Parkı hareketlerine ait beraat sonucunın bozulmasının akabinde Osman Kavala’nın da ortalarında bulunduğu 17 sanıklı davada karar çıktı. Mahkeme, Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası verdi. Mücella Yapan, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman’a da 18’er yıl mahpus cezası verildi.
Gezi davası karar duruşmasının ikinci oturumu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Son kelamları sorulan sanıklar şunları söylemiş oldu;
Ali Hakan Altınay: Beraatimi istiyorum
Mücella Yapan: Son kelamım olduğunu düşünmüyorum. Fakat şöyleki bir şey diyeceğim, ben 50 yıllık meslek insanıyım. Olabildiğince aydın olmaya çalıştım hiç bir vakit şiddetten yana olmadım ve toplum faydasına mesleğimi onurla yürüttüm. Bugüne kadar tek bir çocuğuma, etrafıma haram lokma yedirmedim. Hırsızlık, yolsuzluk yapmadım. Mesleğimi yalnızca prensipler doğrultusunda yaptım ve bu ömürden onur duyuyorum. Tıpkı onuru benim yaşıma gelince sizin de yaşamanızı diliyorum.
Çiğdem Mater Utku: 2018 kasımından beri karşı karşıya olduğumuz dava, iddianameler, mütalaalar, her şey, gerçek olmayan şeyler içeriyor. Aksini basitçe ispat ettik, gerçekmiş üzere sunmaktan çekinmediniz. Yargılanmayı esef verici buluyorum. İsimlerimizin darbecilikle yan yana sayılmasını kabul etmiyorum. 2013 Seyahat’e dair adaletten beklentim, protestolar sırasında öldürülen gençlerin peşine düşülmesiydi, olmadı.
Mine Özerden: Bakabilir misiniz sanki yüzüme mümkünse? Yürütmenin yargı üstündeki vesayetinin son bulmasını, kuvvetlinün hukuku yerine hukukun gücünün galip gelmesini diliyorum.
Can Atalay: Bu bir son değil. Biz harama el uzatmadık, kul hakkı yemedik. Devleti kendi çıkarlarımız için kullanmadık. Kendi yandaşlarımızı güçlü etmedik, kabahat işlemedik. Biz avukatlık, mimarlık, plancılık yaptık. Kendi hukukuna kendisi uymayanlara uymaları gerektiğini anımsattık. İstemediklerinde ısrar ettik. Faaliyetin bir yargılama faaliyeti olmadığını üzülerek söz ettim. Şayet sorun Seyahat direnişini sahiplenmekse sahipleniyoruz. Seyahat’in bakiyesi her neyse biz onu taşıyoruz, onurla taşımaya çalışırız.
Tayfun Kahraman: Kelamın bittiği yerdeyiz. Olmayan kabahat üzerine yargılanıyoruz. Seyahat hala İstanbulluların hizmetinde, Taksim’de yerini koruyor. Tahminen de İstanbul’da elde ettiğimiz tek kazanım budur. Savunma hakkımızı bile kullanamadığımız bir müddetcin ortasından geçtik. Biz aslında muhalif olmaktan dolayı yargılanıyoruz. Asıl yargılanma sebebimiz siyasal iktidara muhalif olmaktır. Yasal olarak ortada hata ögesi olmadığını bizler beyanlarımızda açık biçimde ortaya koyduk. Hala daha burada sizin karşınızdayız ve sizin vicdanınıza seslenmek istiyoruz. Sizden beklentimiz talimatla yürüyen bu davayı reddetmeniz.
Yiğit Ali Ekmekçi: Beraatimi istiyorum
Osman Kavala: Siyasi ve ideolojik saiklerle hazırlanan komplo teorileri tarafsız bir gözle olayları incelenmesini objektif kıymetlendirme yapılmasını pürüzler. Olguları gerçeklikten kopartıp onlara keyfi halde subjektif manalar yükler. Motamot bu iddianamede ve mütalaada olduğu üzere. AİHM’in tutukluluğumun hak ihlali olduğunu ve tutuklulukta siyasi faktörlerin rol oynadığını tespit eden sonucundan daha sonra aleyhime sunulan kanıtların hiç birinin beni kabahatle ilişkilendirecek, makul kuşku yaratacak durumda olmadığını detaylı biçimde açıklamasından daha sonra, birebir kanıt olmayan kanıtlar hakkımda ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası istenmesi türel bir olay değildir. Tüzel bir kusurla açıklanamaz. Bu 2. iddianamede vurgulanan kabahatler üzere yargı kullanılarak yapılan suikast aksiyonudur.
MAHKEME KARARINI AÇIKLADI
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, karar duruşmasında Osman Kavala hakkında ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası verdi.
Mücella Yapan, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman’a TCK 312’den yardım etme hatasından 18’er yıl mahpus cezası verildi.
Kavala haricindekilerin de ayrıyeten tutuklanmasına karar verildi.
BERAAT KARARLARI BOZULMUŞTU
Gezi Parkı aksiyonlarına ait ortalarında iş adamı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, Ayşe Mücella Yapan ve oyuncu Mehmet Ali Alabora’nın da bulunduğu 16 sanığın ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ hatasından yargılandığı dava, 18 Şubat 2020’de karara bağlanmıştı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu sanık Osman Kavala’nın da ortalarında olduğu 9 sanığın beraatına, firari sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi ve Mehmet Ali Alabora’nın ise belgelerinin ayrılmasına hükmetmişti. Savcılığın lokal mahkemenin sonucunı istinafa taşımasının akabinde İstanbul Bölge Adliye 3. Ceza Dairesi 22 Ocak 2021’de 9 sanık hakkındaki beraat sonucunı bozmuştu.
Bozma sonucunın akabinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Nisan 2021’deki duruşmada bu dava ile yakalamalı sanıklar Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin belgesinin birleştirilmesine karar vermişti.
Bunun yanı sıra Osman Kavala ile eski CIA danışmanı Henri Barkey’in FETÖ’nün 15 Temmuz darbe teşebbüsüne ait ‘Anayasayı ihlal’ ve ‘Devletin zımnî kalması gereken ayrıntıları, siyasal yahut askeri casusluk amacıyla temin etme’ cürümlerinden İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandıkları davanın Seyahat Parkı ana davasıyla birleştirilmesine karar verilmişti.
Öte yandan Seyahat Parkı olaylarına ait Beşiktaş’ın taraftar kümesi Çarşı üyelerinin de ortalarında bulunduğu 35 sanık hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen karar Yargıtay tarafınca bozulmuştu.
YENİDEN AYRILDI
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Seyahat Parkı olaylarına ait dava ile Çarşı davası içinde türel ve fiili irtibat bulunduğunun açıklandıği kararda, örgüt üyeliği cürmünün özelliği nazara alınarak, her iki belgenin birleştirilmesi tarafına gidilmesi, sanıkların hukuksal durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken, yazılı biçimde eksik araştırma sonucunda beraatlarına karar verilmesinin bozma sebebi sayıldığı vurgulanmıştı.
Davalar verilen bozma kararlarının akabinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde birleştirilmişti. Seyahat Parkı ile Çarşı davası evrakı, 21 Şubat’ta görülen dördüncü duruşmada, davaların geldiği etap dikkate alınarak bir daha ayrılmıştı.
Gezi davası karar duruşmasının ikinci oturumu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Son kelamları sorulan sanıklar şunları söylemiş oldu;
Ali Hakan Altınay: Beraatimi istiyorum
Mücella Yapan: Son kelamım olduğunu düşünmüyorum. Fakat şöyleki bir şey diyeceğim, ben 50 yıllık meslek insanıyım. Olabildiğince aydın olmaya çalıştım hiç bir vakit şiddetten yana olmadım ve toplum faydasına mesleğimi onurla yürüttüm. Bugüne kadar tek bir çocuğuma, etrafıma haram lokma yedirmedim. Hırsızlık, yolsuzluk yapmadım. Mesleğimi yalnızca prensipler doğrultusunda yaptım ve bu ömürden onur duyuyorum. Tıpkı onuru benim yaşıma gelince sizin de yaşamanızı diliyorum.
Çiğdem Mater Utku: 2018 kasımından beri karşı karşıya olduğumuz dava, iddianameler, mütalaalar, her şey, gerçek olmayan şeyler içeriyor. Aksini basitçe ispat ettik, gerçekmiş üzere sunmaktan çekinmediniz. Yargılanmayı esef verici buluyorum. İsimlerimizin darbecilikle yan yana sayılmasını kabul etmiyorum. 2013 Seyahat’e dair adaletten beklentim, protestolar sırasında öldürülen gençlerin peşine düşülmesiydi, olmadı.
Mine Özerden: Bakabilir misiniz sanki yüzüme mümkünse? Yürütmenin yargı üstündeki vesayetinin son bulmasını, kuvvetlinün hukuku yerine hukukun gücünün galip gelmesini diliyorum.
Can Atalay: Bu bir son değil. Biz harama el uzatmadık, kul hakkı yemedik. Devleti kendi çıkarlarımız için kullanmadık. Kendi yandaşlarımızı güçlü etmedik, kabahat işlemedik. Biz avukatlık, mimarlık, plancılık yaptık. Kendi hukukuna kendisi uymayanlara uymaları gerektiğini anımsattık. İstemediklerinde ısrar ettik. Faaliyetin bir yargılama faaliyeti olmadığını üzülerek söz ettim. Şayet sorun Seyahat direnişini sahiplenmekse sahipleniyoruz. Seyahat’in bakiyesi her neyse biz onu taşıyoruz, onurla taşımaya çalışırız.
Tayfun Kahraman: Kelamın bittiği yerdeyiz. Olmayan kabahat üzerine yargılanıyoruz. Seyahat hala İstanbulluların hizmetinde, Taksim’de yerini koruyor. Tahminen de İstanbul’da elde ettiğimiz tek kazanım budur. Savunma hakkımızı bile kullanamadığımız bir müddetcin ortasından geçtik. Biz aslında muhalif olmaktan dolayı yargılanıyoruz. Asıl yargılanma sebebimiz siyasal iktidara muhalif olmaktır. Yasal olarak ortada hata ögesi olmadığını bizler beyanlarımızda açık biçimde ortaya koyduk. Hala daha burada sizin karşınızdayız ve sizin vicdanınıza seslenmek istiyoruz. Sizden beklentimiz talimatla yürüyen bu davayı reddetmeniz.
Yiğit Ali Ekmekçi: Beraatimi istiyorum
Osman Kavala: Siyasi ve ideolojik saiklerle hazırlanan komplo teorileri tarafsız bir gözle olayları incelenmesini objektif kıymetlendirme yapılmasını pürüzler. Olguları gerçeklikten kopartıp onlara keyfi halde subjektif manalar yükler. Motamot bu iddianamede ve mütalaada olduğu üzere. AİHM’in tutukluluğumun hak ihlali olduğunu ve tutuklulukta siyasi faktörlerin rol oynadığını tespit eden sonucundan daha sonra aleyhime sunulan kanıtların hiç birinin beni kabahatle ilişkilendirecek, makul kuşku yaratacak durumda olmadığını detaylı biçimde açıklamasından daha sonra, birebir kanıt olmayan kanıtlar hakkımda ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası istenmesi türel bir olay değildir. Tüzel bir kusurla açıklanamaz. Bu 2. iddianamede vurgulanan kabahatler üzere yargı kullanılarak yapılan suikast aksiyonudur.
MAHKEME KARARINI AÇIKLADI
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, karar duruşmasında Osman Kavala hakkında ağırlaştırılmış müebbet mahpus cezası verdi.
Mücella Yapan, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Can Atalay, Mine Özerden, Yiğit Ali Ekmekçi, Tayfun Kahraman’a TCK 312’den yardım etme hatasından 18’er yıl mahpus cezası verildi.
Kavala haricindekilerin de ayrıyeten tutuklanmasına karar verildi.
BERAAT KARARLARI BOZULMUŞTU
Gezi Parkı aksiyonlarına ait ortalarında iş adamı Osman Kavala, gazeteci Can Dündar, Ayşe Mücella Yapan ve oyuncu Mehmet Ali Alabora’nın da bulunduğu 16 sanığın ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs’ hatasından yargılandığı dava, 18 Şubat 2020’de karara bağlanmıştı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tutuklu sanık Osman Kavala’nın da ortalarında olduğu 9 sanığın beraatına, firari sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu, İnanç Ekmekçi ve Mehmet Ali Alabora’nın ise belgelerinin ayrılmasına hükmetmişti. Savcılığın lokal mahkemenin sonucunı istinafa taşımasının akabinde İstanbul Bölge Adliye 3. Ceza Dairesi 22 Ocak 2021’de 9 sanık hakkındaki beraat sonucunı bozmuştu.
Bozma sonucunın akabinde İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 28 Nisan 2021’deki duruşmada bu dava ile yakalamalı sanıklar Can Dündar, Mehmet Ali Alabora, Ayşe Pınar Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi’nin belgesinin birleştirilmesine karar vermişti.
Bunun yanı sıra Osman Kavala ile eski CIA danışmanı Henri Barkey’in FETÖ’nün 15 Temmuz darbe teşebbüsüne ait ‘Anayasayı ihlal’ ve ‘Devletin zımnî kalması gereken ayrıntıları, siyasal yahut askeri casusluk amacıyla temin etme’ cürümlerinden İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandıkları davanın Seyahat Parkı ana davasıyla birleştirilmesine karar verilmişti.
Öte yandan Seyahat Parkı olaylarına ait Beşiktaş’ın taraftar kümesi Çarşı üyelerinin de ortalarında bulunduğu 35 sanık hakkında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen karar Yargıtay tarafınca bozulmuştu.
YENİDEN AYRILDI
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Seyahat Parkı olaylarına ait dava ile Çarşı davası içinde türel ve fiili irtibat bulunduğunun açıklandıği kararda, örgüt üyeliği cürmünün özelliği nazara alınarak, her iki belgenin birleştirilmesi tarafına gidilmesi, sanıkların hukuksal durumlarının buna göre takdir ve tayini gerekirken, yazılı biçimde eksik araştırma sonucunda beraatlarına karar verilmesinin bozma sebebi sayıldığı vurgulanmıştı.
Davalar verilen bozma kararlarının akabinde İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde birleştirilmişti. Seyahat Parkı ile Çarşı davası evrakı, 21 Şubat’ta görülen dördüncü duruşmada, davaların geldiği etap dikkate alınarak bir daha ayrılmıştı.