Tarot bakmak yasak mı ?

Tolga

Global Mod
Global Mod
Katılım
9 Mar 2024
Mesajlar
173
Puanları
0
Tarot Bakmak Yasak mı? Bir Soru, Bir Hikâye ve Birçok Düşünce

Merhaba forumdaşlar,

Bugün sizlerle paylaşmak istediğim bir hikâye var. İçinde biraz gizem, biraz huzur ve belki de biraz da cevap arayışı bulacaksınız. Belki bazı şeyler içsel dünyamıza daha yakın, belki de dışarıdan daha fazla müdahale edebiliriz. Ama şu bir gerçek, bazen hayatta, en zor sorularımızı bile yalnızca kalbimiz ve tarot kartlarıyla çözebiliyoruz.

Beni anlayacağınızı düşündüğüm için sizinle bu hikâyeyi paylaşıyorum. Belki de hepimizin içinde biraz kırılganlık, biraz soru işareti var. Bu yazı, tarot'un bizlere sunduğu cevaplara dair sadece kişisel bir deneyim değil, aynı zamanda toplumumuzun bu alandaki bakış açısını da sorgulamamıza olan bir yolculuk…

Bir Gece, Bir Sorun ve Tarot’un Çekiciliği

Geceyi ilk kez anımsıyorum, bir soğuk rüzgar, pencereyi araladığında o kadar serindi ki… Adeta bedenim bir titreme ile uyanmıştı. Sanki içimde bir şeyler eksikti, bir boşluk vardı ve bu boşluk, her zamankinden daha fazlaydı. Bir sorun vardı, ama ne olduğunu bir türlü çözemedim. Kendimi kaybolmuş hissediyordum.

Hikâyenin başkahramanı, ben değilim, ama… anlatacağım kişi de bir şekilde hayatımın en derin anlarından birine dokundu. O gece, bir arkadaşım, Elif, bana seslendi. “Görmelisin,” dedi. O, hayatın her anını derin duygularla yaşayan, kalbiyle bütünleşen bir kadındı. Her adımında bir huzur vardı, her hareketinde bir anlam… Bu yüzden ona güvenim sonsuzdu.

Bize Farklı Bakarlar: Kadınlar ve Erkekler, İki Farklı Dünyadan

Elif, bir kadındı. Empatikti. İçindeki duyguları bir anahtar gibi kullanarak hayatı çözüyordu. Onun için her şey birbirine bağlıydı: insanlar, anlar, duygular. Ama Elif’in dünya görüşü, bazen etrafındaki diğerlerinin düşüncelerinden çok farklıydı. Mesela, ben ve birkaç arkadaşım için, tarot gibi konular genelde bir tür tuhaflıktı, ya da en iyi ihtimalle bir tür eğlence.

Ama Elif, başka türlü bakıyordu. “Tarot, bizi geçmişimizle yüzleştiriyor ve bir nevi geleceğimizi yönlendirecek bir ışık sağlıyor,” diyordu. Bir gece, bana tarot kartlarını gösterdiğinde, gözlerindeki ışık ve ellerindeki o zarif hareket beni etkileyen ilk şeydi. Ancak, çok fazla erkeğin bu tür konularda daha mesafeli olduğunu fark etmiştim. O geceyi hatırlıyorum, Elif’in açıklamaları devam ederken, en yakın arkadaşım Kerem, her cümlesinde biraz daha çekilerek "Bu tür şeyler sadece boş bir inanç," diyordu.

Kerem, bir erkekti. Çözüm odaklı, mantıklı ve her zaman stratejik düşünen biriydi. Her şeyin bir açıklaması ve bir çözümü olması gerektiğine inanıyordu. “Bunun gerçekliğini sorgulaman gerekiyor,” diyordu her seferinde. “Kartlar sana ne gösterebilir ki? Ne yapacağını zaten düşünmen gerekir.”

Kartların Konuştuğu Bir Dünya: Elif'in Bakışı

Elif, o gece bana tarot kartlarını göstermeye devam etti. Bir kart seçmemi istedi. Renkli, simgelerle dolu, bir araya geldiğinde adeta bir yolculuğa çıkmış gibi hissediyordum. Her bir kartın kendine has bir anlamı vardı. Elif, kartları dağıtırken, her biri hakkında kısa açıklamalar yapıyordu.

Beni seçtiğim karta kadar yönlendirdi. O kart, beklenmedik bir şekilde bana hitap etmişti. Üzerinde bir kadın figürü ve yanındaki aslan, bana bir tür özgürlük, güç ve kendini bulma mesajı veriyordu. “Bu kart sana ait,” dedi. “Hayatındaki bir dönüm noktasını gösteriyor, cesur olman gereken bir an.” Bu cümle, sanki o an içimde yankılandı.

İçsel dünyama dair bir şeyler hissettim o an. O kadar derindi ki, Kerem’in bana söyledikleri bir kenara kaymıştı. Sadece o kartın bana söyledikleri vardı. Bazen, bir insan, sadece bir kartla bile kendi iç yolculuğuna çıkabiliyor, o anın sıcaklığında kendini bulabiliyor.

Bir Kadın, Bir Erkek ve Tarot’un Anlamı

Elif’in bakış açısı, Kerem’in stratejik dünyasından çok farklıydı. Elif, bir anlamda hayatı yüreğiyle yaşıyor ve tarot gibi mistik konularda derin bağlantılar kurabiliyordu. Kerem ise her şeyin mantıklı bir açıklaması olduğuna inanıyordu ve tarot’u sadece bir "rastlantı" olarak değerlendiriyordu.

O gece, hep birlikte tartıştık. Elif, tarot’un derin bir içsel keşif sunduğuna inanıyordu. “Bize sadece yön gösteriyor,” diyordu. “Ama her kart, aslında bir yolculuğa çıkarıyor.” Kerem ise “Bu sadece bir oyun. Gerçek sorunlarla yüzleşmek gerek. Kartlar neyi çözecek?” diyerek meseleyi tamamen farklı bir açıdan ele alıyordu.

Ama tartışma boyunca bir şey fark ettim: Hem Elif’in empatik yaklaşımı hem de Kerem’in stratejik bakışı, aslında bir dengeyi oluşturuyordu. Hayat bazen mantıkla değil, duygularla da şekillenir. Bir çözüm sadece akıl yoluyla değil, duygular ve sezgilerle de bulunabilir.

Sonuç: Yasak mı, Değil mi?

Sonunda, tarotun yasak olup olmadığını sorgularken, aslında şunu fark ettim: Tarot, bir yolculuk. İçsel bir keşif. Bazen hayat bize sadece yollar sunar, biz onları yürürken kendi adımlarımızı buluruz. Tarot, bu yolculukta bize bir ışık olabilir, ama yolun sonu, yine de bizim ellerimizdedir.

Elif’in dünyasında tarot, bir yön bulma aracıydı. Kerem’in dünyasında ise sadece bir ‘eğlence’ydi. Ama belki de, herkesin farklı bakış açısına saygı duymak gerek. O zaman tarot ne yasak olur, ne de basit bir oyun. Her şeyin zamanı ve yeri var. Ve belki de biz, kendi yolumuzu bulurken, bir kart kadar derin bir anlam taşıyabiliyoruz.

Hikâyemi burada sonlandırırken, sizlerin de fikirlerinizi almak çok isterim. Sizce tarot, bir gizem mi yoksa bir anlam arayışı mı? Sizce yasak mı, yoksa özgür bir seçim mi? Yorumlarınızı bekliyorum…
 
Üst