Tecavüz daha sonrası hayatı kâbusa döndü Antalya’da 2 yıl evvel çalıştığı cümbüş merkezinin çıkışında bir kişi tarafınca iş yerine gdolayılerek cinsel taarruza uğrayan ve akabinde intihar teşebbüsünde bulunup yüzde 99.9 engelli kalan Çiğdem Y.’nin hayatı kabusa döndü.
Döşemealtı ilçesinde bir cümbüş merkezinde çalışan 1 çocuk annesi 29 yaşındaki Çiğdem Y., 30 Eylül 2019 tarihinde mesai daha sonrası işvereninin talebiyle taksi durağına bırakılmak üzere M.K. isimli müşterinin aracına bindi.
Argümana nazaran M.K., araçtan inmesine müsaade vermediği Çiğdem Y.’yi darp ederek, bölgedeki iki katlı bir marangozhaneye götürdü. Burada bayana şiddetini sürdüren M.K., Çiğdem Y.’nin kıyafetlerini zorla çıkardı.
“ŞUAN KIZINA TECAVÜZ EDİYORUM”
Cep telefonu ile annesi Hülya B.’yi arayan genç bayan, “Anne ben ölüyorum. Çocuğuma uygun bak” dedikten daha sonra M.K., bayanın elinden telefonu alıp, cinsel taarruzda bulundu. Hülya B.’nin aramaları daha sonrası telefonu açan M.K., “Şu an kızına tecavüz ediyorum” dedikten daha sonra telefonu kapattı.
Uzun müddet cinsel atağa maruz kalan Çiğdem Y.’yi M.K., akabinde bilmediği bir yerde bırakarak ayrıldı. Olayı polise bildiren Çiğdem Y.’nin uğradığı atak tabip raporuna da yansıdı.
KAMERA KAYITLARI SİLİNDİ
Gözaltına alınan M.K. ile G.K., üzerlerine atılan suçlamaları kabul etmediklerini, kendilerine iftira atıldığını argüman etti. Olay gününe ilişkin iş yeri güvenlik kameralarını inceleyen polis, olayın gerçekleştiği tarih ve saat aralığını gösteren kamera kayıtlarının silindiğini belirledi. Yapılan çalışma kararı olay anına ait bir kısım kamera kayıtlarına ulaşıldı.
SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİLER
M.K. ile G.K., çıkarıldıkları Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nce isimli denetim kuralı ile hür bırakıldı. Soruşturma devamında, 2 kuşkulu hakkında Antalya 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Savcı, kamera kayıtları, tabip raporu, olay yeri inceleme ve İsimli Tıp Kimya İhtisas Daire Başkanlığı’nın tahlil raporlarının şikayetçinin argümanlarını dayanaklar nitelikte ve şikayeti ile uyumlu olduğuna dikkat çekerek, “Şüpheliler M.K. ve G.K.’nin uyuşturucu maddeyi müştekiye zorla vererek müştekinin direncini kırmak sureti ile üzerlerine atılı ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’, ‘nitelikli cinsel saldırı’ kabahatini işledikleri, ayrıyeten M.K.’nin müştekinin parasını zorla alarak ‘nitelikli yağma’ hatasını işlediği kanaatine varılmıştır” dedi.
Antalya 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan tutuksuz sanıklar, üzerlerine atılı cürmü kabul etmediklerini söyleyerek, beraatlarını istedi. Mahkeme, duruşmayı erteledi.
LOKAL MAHKME 16 YIL 9 AY CEZA VERDİ
11’inci Ağır Ceza Mahkemesi devam eden duruşmalarda savcı, temel hakkındaki mütalaasında, cürmün ses ve kamera kayıtlarıyla sabit olduğunu belirterek, sanığın ‘nitelikli cinsel saldırı’, ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’ ve ‘hakaret’ hatalarından 40 yıla kadar mahpusla cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, M.K.’yi ‘cinsel saldırı’ hatasından 12 yıl, ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’ hatasından 4 yıl 6 ay ve ‘hakaret’ kabahatinden da 3 ay olmak üzere toplam 16 yıl 9 ay mahpusla cezalandırdı.
BÖLGE YÖNETİM MAHKEMESİ CEZAYI 8 YIL ARTIRDI
Çiğdem Y.’nin avukatları cezayı az bularak, davayı Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıdı. Geçtiğimiz temmuz ayında, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi, davayı bir daha gördü ve sanığa ‘cinsel saldırı’ ve ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’ hatalarından verilen cezaları kaldırdı. Sanık M.K., ‘nitelikli cinsel saldırı’ cürmünden 17 yıl mahpusa, ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’ cürmünden da 7 yıl 6 ay mahpusa çarptırıldı.
“HAK ETTİĞİ CEZAYI ALMASINI İSTİYORUM”
İsimli sürecin devam ettiğini belirten anne Hülya B., son mahkemede sanık hakkında 25 yıl ceza verildiğini ve davanın Yargıtay’a taşındığını söylemiş oldu. 3 Mart’ta tekrar duruşmanın olacağını aktaran Hülya B., “Kızımın bu duruma gelmesindeki sebep olan bireylerin hak ettiği cezayı almasını istiyorum” dedi.
Kızının cinsel taarruz hadisesini kaldıramadığından dolayı intihar teşebbüsünde bulunduğunu söyleyen Hülya B., “Kızım bunları kaldıramadı. Zira daima ortaya birilerini sokarak arattırdılar. Ortayı bulmak için kızıma ruhsal baskı uyguladılar. Daima gitmek istediğini söylüyordu. Bu baskılar onun psikolojisini bozdu ve hayatına son vermek istedi. Yaklaşık 1,5 yıldır yatakta yatıyor. 25 yıl verildi ancak bu saatten daha sonra müebbet bile verilse, kızım ne kadar eskisi üzere olabilecek” diye konuştu.
“ANNEM BENİ NE VAKİT OKULA GÖTÜRECEK”
Hülya B., kızının sese ve acıya karşı reaksiyonlarının çoğaldığını da kelamlarına ekleyerek, “Önceden bu kadar yoktu. Bizi duyduğuna inanıyorum. İçinde yaşadığı acısından dolayı gözyaşı döküyor. Oğlunun ve benim sesimi duyuyor. Hayat doluydu. Çocuğu şu anda 2. sınıfa gidiyor. Torunum, ‘Arkadaşlarımın annesi, çocuklarının ellerinden tutuyor. Benim annem ne vakit beni okula götürecek’ diyor. ‘Annen senin için güzelleşip kalkacak’ diyorum” tabirlerini kullandı.
Hülya B., kızının masraflarının pek fazla olduğunu ve bu masraflarının maddi durumunu zorladığını da belirterek takviyeye muhtaçlığı olduğunu lisana getirdi.
Günün Trend Görüntüsü
Daha fazla göster
Döşemealtı ilçesinde bir cümbüş merkezinde çalışan 1 çocuk annesi 29 yaşındaki Çiğdem Y., 30 Eylül 2019 tarihinde mesai daha sonrası işvereninin talebiyle taksi durağına bırakılmak üzere M.K. isimli müşterinin aracına bindi.
Argümana nazaran M.K., araçtan inmesine müsaade vermediği Çiğdem Y.’yi darp ederek, bölgedeki iki katlı bir marangozhaneye götürdü. Burada bayana şiddetini sürdüren M.K., Çiğdem Y.’nin kıyafetlerini zorla çıkardı.
“ŞUAN KIZINA TECAVÜZ EDİYORUM”
Cep telefonu ile annesi Hülya B.’yi arayan genç bayan, “Anne ben ölüyorum. Çocuğuma uygun bak” dedikten daha sonra M.K., bayanın elinden telefonu alıp, cinsel taarruzda bulundu. Hülya B.’nin aramaları daha sonrası telefonu açan M.K., “Şu an kızına tecavüz ediyorum” dedikten daha sonra telefonu kapattı.
Uzun müddet cinsel atağa maruz kalan Çiğdem Y.’yi M.K., akabinde bilmediği bir yerde bırakarak ayrıldı. Olayı polise bildiren Çiğdem Y.’nin uğradığı atak tabip raporuna da yansıdı.
KAMERA KAYITLARI SİLİNDİ
Gözaltına alınan M.K. ile G.K., üzerlerine atılan suçlamaları kabul etmediklerini, kendilerine iftira atıldığını argüman etti. Olay gününe ilişkin iş yeri güvenlik kameralarını inceleyen polis, olayın gerçekleştiği tarih ve saat aralığını gösteren kamera kayıtlarının silindiğini belirledi. Yapılan çalışma kararı olay anına ait bir kısım kamera kayıtlarına ulaşıldı.
SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİLER
M.K. ile G.K., çıkarıldıkları Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’nce isimli denetim kuralı ile hür bırakıldı. Soruşturma devamında, 2 kuşkulu hakkında Antalya 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Savcı, kamera kayıtları, tabip raporu, olay yeri inceleme ve İsimli Tıp Kimya İhtisas Daire Başkanlığı’nın tahlil raporlarının şikayetçinin argümanlarını dayanaklar nitelikte ve şikayeti ile uyumlu olduğuna dikkat çekerek, “Şüpheliler M.K. ve G.K.’nin uyuşturucu maddeyi müştekiye zorla vererek müştekinin direncini kırmak sureti ile üzerlerine atılı ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’, ‘nitelikli cinsel saldırı’ kabahatini işledikleri, ayrıyeten M.K.’nin müştekinin parasını zorla alarak ‘nitelikli yağma’ hatasını işlediği kanaatine varılmıştır” dedi.
Antalya 11’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıkan tutuksuz sanıklar, üzerlerine atılı cürmü kabul etmediklerini söyleyerek, beraatlarını istedi. Mahkeme, duruşmayı erteledi.
LOKAL MAHKME 16 YIL 9 AY CEZA VERDİ
11’inci Ağır Ceza Mahkemesi devam eden duruşmalarda savcı, temel hakkındaki mütalaasında, cürmün ses ve kamera kayıtlarıyla sabit olduğunu belirterek, sanığın ‘nitelikli cinsel saldırı’, ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’ ve ‘hakaret’ hatalarından 40 yıla kadar mahpusla cezalandırılmasını talep etti. Mahkeme heyeti, M.K.’yi ‘cinsel saldırı’ hatasından 12 yıl, ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’ hatasından 4 yıl 6 ay ve ‘hakaret’ kabahatinden da 3 ay olmak üzere toplam 16 yıl 9 ay mahpusla cezalandırdı.
BÖLGE YÖNETİM MAHKEMESİ CEZAYI 8 YIL ARTIRDI
Çiğdem Y.’nin avukatları cezayı az bularak, davayı Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşıdı. Geçtiğimiz temmuz ayında, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi, davayı bir daha gördü ve sanığa ‘cinsel saldırı’ ve ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’ hatalarından verilen cezaları kaldırdı. Sanık M.K., ‘nitelikli cinsel saldırı’ cürmünden 17 yıl mahpusa, ‘kişiyi hürriyetinden mahrum kılma’ cürmünden da 7 yıl 6 ay mahpusa çarptırıldı.
“HAK ETTİĞİ CEZAYI ALMASINI İSTİYORUM”
İsimli sürecin devam ettiğini belirten anne Hülya B., son mahkemede sanık hakkında 25 yıl ceza verildiğini ve davanın Yargıtay’a taşındığını söylemiş oldu. 3 Mart’ta tekrar duruşmanın olacağını aktaran Hülya B., “Kızımın bu duruma gelmesindeki sebep olan bireylerin hak ettiği cezayı almasını istiyorum” dedi.
Kızının cinsel taarruz hadisesini kaldıramadığından dolayı intihar teşebbüsünde bulunduğunu söyleyen Hülya B., “Kızım bunları kaldıramadı. Zira daima ortaya birilerini sokarak arattırdılar. Ortayı bulmak için kızıma ruhsal baskı uyguladılar. Daima gitmek istediğini söylüyordu. Bu baskılar onun psikolojisini bozdu ve hayatına son vermek istedi. Yaklaşık 1,5 yıldır yatakta yatıyor. 25 yıl verildi ancak bu saatten daha sonra müebbet bile verilse, kızım ne kadar eskisi üzere olabilecek” diye konuştu.
“ANNEM BENİ NE VAKİT OKULA GÖTÜRECEK”
Hülya B., kızının sese ve acıya karşı reaksiyonlarının çoğaldığını da kelamlarına ekleyerek, “Önceden bu kadar yoktu. Bizi duyduğuna inanıyorum. İçinde yaşadığı acısından dolayı gözyaşı döküyor. Oğlunun ve benim sesimi duyuyor. Hayat doluydu. Çocuğu şu anda 2. sınıfa gidiyor. Torunum, ‘Arkadaşlarımın annesi, çocuklarının ellerinden tutuyor. Benim annem ne vakit beni okula götürecek’ diyor. ‘Annen senin için güzelleşip kalkacak’ diyorum” tabirlerini kullandı.
Hülya B., kızının masraflarının pek fazla olduğunu ve bu masraflarının maddi durumunu zorladığını da belirterek takviyeye muhtaçlığı olduğunu lisana getirdi.
Günün Trend Görüntüsü
Daha fazla göster