- Katılım
- 15 Nis 2021
- Mesajlar
- 2,706
- Puanları
- 0
Toplumsal duyarsızlaşma, toplumsal problemleri çoğaltan bir fenomen! Toplumu oluşturan geleneklere, toplumun şimdiki meselelerine ve toplumu sürdürecek tahayyüllere karşı gelişen ağır ilgisizlik hali, toplumsal duyarsızlaşma olarak kabul ediliyor. Duyarsızlaşmanın bilhassa günümüz toplumlarının karşı karşıya olduğu en derin problemlerden biri olduğunu söz eden uzmanlar, toplumsal problemlerin çoğalmasında da kıymetli tesire sahip bir fenomen olduğuna dikkat çekiyor. Uzmanlar; otoriter siyasal yönetim, makineleşme, metropolleşme ve statükocu kültür monopolleri niçiniyle ortaya çıkan toplumsal duyarsızlaşmanın kıymetler eğitimi yardımıyla önlenebileceğini vurguluyor.
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Kısım Lideri Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, toplumsal duyarsızlaşma hakkında değerlendirmelerde bulundu ve nasıl önlenebileceği ile ilgili kıymetli bilgiler paylaştı.
Meselelere karşı ilgisizlik toplumsal duyarsızlaşmaya yol açıyor
Toplumsal duyarsızlaşmanın toplumu oluşturan geleneklere, toplumun şimdiki meselelerine ve toplumu sürdürecek tahayyüllere karşı gelişen ağır ilgisizlik hali olarak tanımlanabileceğini belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Toplumsal duyarsızlaşma; toplumu temellendiren vatan, lisan, aile ve eğitim üzere ortak pahalara, toplumu süreklileştiren adalet, bayındırlık ve barış üzere acil gereksinimlere, toplumu geleceğe taşıyacak özgün maddi ve kültürel inşalara yönelik rastgele bir niyet, his ve aksiyon bağlamı üretmeme durumunu söz ediyor.” sözlerini kullandı.
Günümüz toplumlarının en derin sıkıntılarından biri…
Duyarsızlaşmanın insanı öbür canlılardan ayıran kıymetli bir özellik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Süleymanlı, ”Bu niçinle insan kendisine ve etrafına hassas yani etik bir anlayış stantlar. Duyarsızlaşmanın bilhassa günümüz toplumlarının karşı karşıya olduğu en derin sıkıntılardan biri olduğu üzere, toplumsal meselelerin çoğalmasında da kıymetli tesire sahip fenomen olduğunu söyleyebiliriz. Bilhassa günümüzde iklim krizi ve etraf yıkımlarının tesirleri daha somut ve geniş ölçekli hissedilmeye, gözlemlenmeye başladıkça toplumsal duyarsızlaşma kapsamındaki tenkitlerin yapıya ve özneye ekolojik açılardan yöneltildiğini görmekteyiz.” dedi.
Metropolleşme de toplumsal duyarsızlaşmaya yol açabilir
Toplumsal duyarsızlaşmanın otoriter siyasal yönetim ve statükocu kültür monopolleri niçiniyle ortaya çıkabildiği üzere metropolleşme ve makineleşme üzere çağdaş ömür ögelerine bağlı olarak da meydana gelebildiğini lisana getiren Prof. Dr. Süleymanlı, “İktidarın kendi çıkarları dahilinde toplumun çıkarlarını tali bir hale getirmek için maddi ve kültürel manadaki tüm gücünü kullanımı, toplumsal duyarsızlaşma durumuna niye olabilir. Bu niçinle de baskı yahut istek aygıtları kullanılarak toplumsal niyet, his ve aksiyon gücünün sonlandırılmasına binaen toplumsal duyarsızlaşma durumunun geliştiğini görmek mümkün.” tabirlerini kullandı.
Toplumsal duyarsızlaşma önlenebilir
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Toplumsal duyarsızlaşma durumunun en kıymetli belirtilerinden biri toplumun kendi temelleri, aktüel meseleleri ve gelecek tahayyülleri üzerine rastgele bir his, fikir ve aksiyon bağlamı geliştirmemesidir.” dedi.
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı kelamlarını şöyleki sürdürdü: “Toplumun kendi geçmişini unutması, bugün geldiği noktayı fark edememesi ve gelecekte var olma gayesine yönelik olan motivasyonunu yitirmesi halinde toplumsal duyarsızlaşma durumunun varlığından kelam edilebilir. ötürüsıyla belleğini, şuurunu ve hayal gücünü kaybeden bir toplumun toplumsal duyarsızlaşma durumu ortasında olduğu açıktır. Toplumsal duyarsızlaşma durumu önlenebilir. Bu noktada toplumsal hayatı ve sistemi kapsayan disiplinler ortası, derinlikli, bütüncül, eleştirel ve özgün bir eğitim-öğretim anlayışı inşa etmeye çalışmak mecburidir. Maddi ve manevi açıdan toplumun akli, hissi ve fiili yetilerini anmaya, anlamaya ve aşmaya çabalayan bir eğitim-öğretim anlayışı geliştirmenin, toplumsal duyarsızlaşmayı önleyebilir.”
Kıymetler eğitimi ile hassaslık artırılabilir
Toplumsal duyarsızlaşmayı önlemek için toplumun belleğini, şuurunu ve hayal gücünü harekete geçirecek bir eğitim-öğretim anlayışının geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Sürekli bir halde topluma tarih, insan hakları ve demokrasi kültürü ve de özgün tenkit geliştirme odaklı bir niyet ve tecrübe imkanı yaratılması son derece değerli. Toplumsal duyarsızlaşmanın önüne geçilmesinde çocukluk ve gençlik devrinde verilecek eğitim hayli büyük ehemmiyet arz ediyor. Zira bu devir bireylerin toplumsal farkındalık şuurunun oluştuğu, toplumsal sistemin kavranmaya başlanıldığı ve temel bedellerin kazanıldığı bir periyottur. Bilhassa bu senelerda pahalar eğitimi yardımıyla toplumsal bahislere ve toplumsal sorunlara olan hassaslıklar artırılabilir. Ayrıyeten bu yaş kategorisinde toplumsal sorumluluk şuurunun arttırılmasına yönelik istekli faaliyetlere yönlendirilmesi de çok kıymetli. Toplumsal sorumluluk duygusu gelişen bireyler, bu sayede öbürleri için telaş duyacak, toplumun daha âlâ hale gelmesi için yapması gerekenleri bir vazife olduğunu hissedecektir.” dedi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Kısım Lideri Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, toplumsal duyarsızlaşma hakkında değerlendirmelerde bulundu ve nasıl önlenebileceği ile ilgili kıymetli bilgiler paylaştı.
Meselelere karşı ilgisizlik toplumsal duyarsızlaşmaya yol açıyor
Toplumsal duyarsızlaşmanın toplumu oluşturan geleneklere, toplumun şimdiki meselelerine ve toplumu sürdürecek tahayyüllere karşı gelişen ağır ilgisizlik hali olarak tanımlanabileceğini belirten Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Toplumsal duyarsızlaşma; toplumu temellendiren vatan, lisan, aile ve eğitim üzere ortak pahalara, toplumu süreklileştiren adalet, bayındırlık ve barış üzere acil gereksinimlere, toplumu geleceğe taşıyacak özgün maddi ve kültürel inşalara yönelik rastgele bir niyet, his ve aksiyon bağlamı üretmeme durumunu söz ediyor.” sözlerini kullandı.
Günümüz toplumlarının en derin sıkıntılarından biri…
Duyarsızlaşmanın insanı öbür canlılardan ayıran kıymetli bir özellik olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Süleymanlı, ”Bu niçinle insan kendisine ve etrafına hassas yani etik bir anlayış stantlar. Duyarsızlaşmanın bilhassa günümüz toplumlarının karşı karşıya olduğu en derin sıkıntılardan biri olduğu üzere, toplumsal meselelerin çoğalmasında da kıymetli tesire sahip fenomen olduğunu söyleyebiliriz. Bilhassa günümüzde iklim krizi ve etraf yıkımlarının tesirleri daha somut ve geniş ölçekli hissedilmeye, gözlemlenmeye başladıkça toplumsal duyarsızlaşma kapsamındaki tenkitlerin yapıya ve özneye ekolojik açılardan yöneltildiğini görmekteyiz.” dedi.
Metropolleşme de toplumsal duyarsızlaşmaya yol açabilir
Toplumsal duyarsızlaşmanın otoriter siyasal yönetim ve statükocu kültür monopolleri niçiniyle ortaya çıkabildiği üzere metropolleşme ve makineleşme üzere çağdaş ömür ögelerine bağlı olarak da meydana gelebildiğini lisana getiren Prof. Dr. Süleymanlı, “İktidarın kendi çıkarları dahilinde toplumun çıkarlarını tali bir hale getirmek için maddi ve kültürel manadaki tüm gücünü kullanımı, toplumsal duyarsızlaşma durumuna niye olabilir. Bu niçinle de baskı yahut istek aygıtları kullanılarak toplumsal niyet, his ve aksiyon gücünün sonlandırılmasına binaen toplumsal duyarsızlaşma durumunun geliştiğini görmek mümkün.” tabirlerini kullandı.
Toplumsal duyarsızlaşma önlenebilir
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Toplumsal duyarsızlaşma durumunun en kıymetli belirtilerinden biri toplumun kendi temelleri, aktüel meseleleri ve gelecek tahayyülleri üzerine rastgele bir his, fikir ve aksiyon bağlamı geliştirmemesidir.” dedi.
Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı kelamlarını şöyleki sürdürdü: “Toplumun kendi geçmişini unutması, bugün geldiği noktayı fark edememesi ve gelecekte var olma gayesine yönelik olan motivasyonunu yitirmesi halinde toplumsal duyarsızlaşma durumunun varlığından kelam edilebilir. ötürüsıyla belleğini, şuurunu ve hayal gücünü kaybeden bir toplumun toplumsal duyarsızlaşma durumu ortasında olduğu açıktır. Toplumsal duyarsızlaşma durumu önlenebilir. Bu noktada toplumsal hayatı ve sistemi kapsayan disiplinler ortası, derinlikli, bütüncül, eleştirel ve özgün bir eğitim-öğretim anlayışı inşa etmeye çalışmak mecburidir. Maddi ve manevi açıdan toplumun akli, hissi ve fiili yetilerini anmaya, anlamaya ve aşmaya çabalayan bir eğitim-öğretim anlayışı geliştirmenin, toplumsal duyarsızlaşmayı önleyebilir.”
Kıymetler eğitimi ile hassaslık artırılabilir
Toplumsal duyarsızlaşmayı önlemek için toplumun belleğini, şuurunu ve hayal gücünü harekete geçirecek bir eğitim-öğretim anlayışının geliştirilmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Sürekli bir halde topluma tarih, insan hakları ve demokrasi kültürü ve de özgün tenkit geliştirme odaklı bir niyet ve tecrübe imkanı yaratılması son derece değerli. Toplumsal duyarsızlaşmanın önüne geçilmesinde çocukluk ve gençlik devrinde verilecek eğitim hayli büyük ehemmiyet arz ediyor. Zira bu devir bireylerin toplumsal farkındalık şuurunun oluştuğu, toplumsal sistemin kavranmaya başlanıldığı ve temel bedellerin kazanıldığı bir periyottur. Bilhassa bu senelerda pahalar eğitimi yardımıyla toplumsal bahislere ve toplumsal sorunlara olan hassaslıklar artırılabilir. Ayrıyeten bu yaş kategorisinde toplumsal sorumluluk şuurunun arttırılmasına yönelik istekli faaliyetlere yönlendirilmesi de çok kıymetli. Toplumsal sorumluluk duygusu gelişen bireyler, bu sayede öbürleri için telaş duyacak, toplumun daha âlâ hale gelmesi için yapması gerekenleri bir vazife olduğunu hissedecektir.” dedi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı