TZOB: Tarım topraklarımız 4.7 milyon hektar azaldı Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Lideri Şemsi Bayraktar, Toprak Bayramı’nın 76’ncı yılı niçiniyle yaptığı açıklamada, pandemi sürecinde toprağın ve üretimin değerinin bir sefer daha ortaya çıktığını bildirdi. Bayraktar, “Yaşadığımız pandemi periyodunda dünyada ülkelerin ihracatlarına kısıtlamalar koyması, paranız olsa bile ziraî eserlere ulaşılamaması, yerli ve ulusal üretimin ne kadar hayati bir kıymete sahip olduğunu tüm ülkelere göstermiştir. Bu niçinle, dünyada yaşanacak besin krizleri biroldukça ülkede ulusal güvenlik sorunu oluşturacaktır. Ülkemizde bu biçimde bir sorun yaşamak istemiyorsak Allah’ın bize bahşettiği bereketli Anadolu topraklarını korumak ve kollamak zorundayız. Bu verimli topraklarda üretmeye mecburuz” sözlerini kullandı.
‘TOPRAKLARIMIZ BİRÇOK TEHDİT VE RİSKLE KARŞI KARŞIYADIR’
Bayraktar, toprağın yaşayan ve korunması gereken hayli değerli bir canlı olduğuu vurgulayarak, “Ülkemiz topraklarının en kıymetli problemleri; erozyon, tuzluluk-çoraklaşma, tarım yerlerinin yanlış ve maksat dışı kullanması, topraklarımızın küçük, modüllü, dağınık, fazlaca paylı olması ve toplulaştırmanın çabucak hemen bitirilememesidir. Topraklarımızı kaybetme niçinlerimizden biri de maksat dışı kullanımdır. Her yıl binlerce dekar verimli tarım toprağı; konut, sanayi, turizm yapılaşmaları, kara yolu üretimi ve hobi bahçeleri kurulması üzere niçinlerle elden çıkmaktadır. Ülkemiz topraklarının organik husus açısından yüzde 65’i fazlaca yetersiz, yüzde 25’i orta, yüzde 7’si âlâ ve yüzde 3’ü ise epeyce âlâ durumdadır yani topraklarımızın yaklaşık yüzde 90’ının organik husus istikametinden yetersiz olduğu görülmektedir. Ne yazık ki tarım yerlerimiz 27 milyon 856 bin hektar iken son 30 yılda 4 milyon 720 bin hektar azalarak 23 milyon 136 bin hektara gerilemiştir. Bu alanlar geri dönüşü olmayan bir biçimde elden çıkmaktadır. Bunun haricinde yerlerimiz hayli kesimli hâle gelmekte, her geçen gün üzerinde ekonomik üretim yapılabilirlikten uzaklaşmaktadır” diye konuştu.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Lideri Şemsi Bayraktar,
‘TARIM YERLERİNİN İMARA AÇILMASINA ASLA MÜSAADE VERİLMEMELİ’
TZOB Genel Lideri Şemsi Bayraktar, toprağı muhafazaya yönelik alınması gereken önlemleri de şöyleki sıraladı:
“Tarım topraklarının acilen arazi kullanım ve üretim planlaması yapılmalıdır. Tarım yerlerinin miras yoluyla parçalanması önlenmeli, arazi bankacılığı uygulamaları arazi toplulaştırma çalışmalarıyla birlikte yürütülmelidir. Alternatif marjinal tarım toprakları mevcutken, verimli tarım toprakları tarım dışı maksatlarla kullanılmamalıdır. Birinci sınıf sulamaya uygun tarım yerlerinin imara açılmasına asla müsaade verilmemelidir.
Turizm, madencilik ve ulaştırma için verimli tarım topraklarımız kullanılmamalı, meyve ağaçları, zeytinlikler kesilip buralara yazlıklar inşa edilmemelidir. Belediyeler faaliyet alanlarındaki tarım topraklarının korunmasına daha fazla itina göstermelidir. Valilikler ve belediyeler, verimli tarım topraklarının korunması konusunda hayli hassas hareket etmelidir. Toprak Muhafaza Konseyleri verimli yerleri korumak için aktif bir biçimde çalıştırılmalıdır. Çiftçinin tek meslek örgütü olan Ziraat Odaları temsilcilerinin bu konseylerde bakılırsav yapması bir mecburilik olmalı ve bu konu, valilerin takdirine bırakılmamalıdır. Kırsalı kalkındırmak, yaşanılabilir yerler hâline getirmek insanımızı yerinde tutacak, kentlerde yeni varoşların oluşmasının önüne geçecektir. Bunun öncelikli yolu kırsaldaki toprakları korumak, üreticilerin sürdürülebilir bir gelir elde ederek üretime devam etmelerini sağlamaktır. Tarım siyasetlerinin temeli bu eksene oturtulmalıdır.”
‘EKİLMEDİK BİR KARIŞ YERİMİZ KALMAMALIDIR’
Bayraktar, toprağına sahip çıkabilen üreticilerin, toprağın pahalanmasıyla birlikte gelecekte ülkenin zenginleri olacağını belirterek, şunları kaydetti: “Bunu goren yabancı ve yerli şirketler bilhassa Trakya Bölgesi’nde arazi toplamaya başladılar. Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre son senelerda sıkıntı durumdaki çiftçilere yüksek fiyat vererek topraklarını satın alma süreçleri sürat kazanmış bulunmaktadır. Bölümde monopolleşmeye yol açabilecek bu gelişmeler karşısında aile işletmelerine sahip çıkılmalı, topraktan kopmaları önlenmelidir. Ülkemizin besin teminatını sağlamanın, aile işletmelerinin ayakta kalmasına ve desteklenmesine bağlı olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Ekilmedik bir karış yerimiz kalmamalıdır. Atıl durumda bekleyen 2 milyon hektar civarındaki hazine toprağı acil olarak ziraî üretime kazandırılmalıdır. Topraklarımızı daha verimli hâle getirmek için çağdaş basınçlı sulama yatırımları süratle tamamlanmalıdır. Gerek eğimli topraklarda erozyonu en aza indirmek gerekse sulamadan azami tasarruf etmek için bitkiler kendi kurallarına uygun yerlerde yetiştirilmelidir. ötürüsıyla taban ve düz topraklarda tek yıllık bitkilerin üretimi sürdürülmeli, eğimli yerlerde ise meyvecilik yapılmalıdır. Çayır, mera, yaylak ve kışlak alanlarda yürütülen tespit, tahdit ve tahsis çalışmaları bir an evvel tamamlanmalıdır. Topraktaki organik maddeyi artıran, erozyon tesirlerini azaltan, anız yangınlarını önleyen, toprağın su tutma kapasitesini artıran, toprak sürece maliyetlerini yüzde 75 azaltan ‘Korumalı Tarım’ desteklenerek yaygınlaştırılmalıdır.”
Bayraktar, “Toprak en bedelli varlığımız, üzerinde üretim yaparak geçimimizi sağladığımız ekmek teknemizdir. Gelecek kuşaklardan ödünç aldığımız topraklarımız, besin güvenliğimizin teminatıdır. Topraklarımızı koruyamazsak miras olarak çocuklarımıza açlık bırakırız. Bereketli topraklarımızın değerini bilmeliyiz” diyerek, tüm üreticilerin Toprak Bayramı’nı kutladı.
‘TOPRAKLARIMIZ BİRÇOK TEHDİT VE RİSKLE KARŞI KARŞIYADIR’
Bayraktar, toprağın yaşayan ve korunması gereken hayli değerli bir canlı olduğuu vurgulayarak, “Ülkemiz topraklarının en kıymetli problemleri; erozyon, tuzluluk-çoraklaşma, tarım yerlerinin yanlış ve maksat dışı kullanması, topraklarımızın küçük, modüllü, dağınık, fazlaca paylı olması ve toplulaştırmanın çabucak hemen bitirilememesidir. Topraklarımızı kaybetme niçinlerimizden biri de maksat dışı kullanımdır. Her yıl binlerce dekar verimli tarım toprağı; konut, sanayi, turizm yapılaşmaları, kara yolu üretimi ve hobi bahçeleri kurulması üzere niçinlerle elden çıkmaktadır. Ülkemiz topraklarının organik husus açısından yüzde 65’i fazlaca yetersiz, yüzde 25’i orta, yüzde 7’si âlâ ve yüzde 3’ü ise epeyce âlâ durumdadır yani topraklarımızın yaklaşık yüzde 90’ının organik husus istikametinden yetersiz olduğu görülmektedir. Ne yazık ki tarım yerlerimiz 27 milyon 856 bin hektar iken son 30 yılda 4 milyon 720 bin hektar azalarak 23 milyon 136 bin hektara gerilemiştir. Bu alanlar geri dönüşü olmayan bir biçimde elden çıkmaktadır. Bunun haricinde yerlerimiz hayli kesimli hâle gelmekte, her geçen gün üzerinde ekonomik üretim yapılabilirlikten uzaklaşmaktadır” diye konuştu.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Lideri Şemsi Bayraktar,
‘TARIM YERLERİNİN İMARA AÇILMASINA ASLA MÜSAADE VERİLMEMELİ’
TZOB Genel Lideri Şemsi Bayraktar, toprağı muhafazaya yönelik alınması gereken önlemleri de şöyleki sıraladı:
“Tarım topraklarının acilen arazi kullanım ve üretim planlaması yapılmalıdır. Tarım yerlerinin miras yoluyla parçalanması önlenmeli, arazi bankacılığı uygulamaları arazi toplulaştırma çalışmalarıyla birlikte yürütülmelidir. Alternatif marjinal tarım toprakları mevcutken, verimli tarım toprakları tarım dışı maksatlarla kullanılmamalıdır. Birinci sınıf sulamaya uygun tarım yerlerinin imara açılmasına asla müsaade verilmemelidir.
Turizm, madencilik ve ulaştırma için verimli tarım topraklarımız kullanılmamalı, meyve ağaçları, zeytinlikler kesilip buralara yazlıklar inşa edilmemelidir. Belediyeler faaliyet alanlarındaki tarım topraklarının korunmasına daha fazla itina göstermelidir. Valilikler ve belediyeler, verimli tarım topraklarının korunması konusunda hayli hassas hareket etmelidir. Toprak Muhafaza Konseyleri verimli yerleri korumak için aktif bir biçimde çalıştırılmalıdır. Çiftçinin tek meslek örgütü olan Ziraat Odaları temsilcilerinin bu konseylerde bakılırsav yapması bir mecburilik olmalı ve bu konu, valilerin takdirine bırakılmamalıdır. Kırsalı kalkındırmak, yaşanılabilir yerler hâline getirmek insanımızı yerinde tutacak, kentlerde yeni varoşların oluşmasının önüne geçecektir. Bunun öncelikli yolu kırsaldaki toprakları korumak, üreticilerin sürdürülebilir bir gelir elde ederek üretime devam etmelerini sağlamaktır. Tarım siyasetlerinin temeli bu eksene oturtulmalıdır.”
‘EKİLMEDİK BİR KARIŞ YERİMİZ KALMAMALIDIR’
Bayraktar, toprağına sahip çıkabilen üreticilerin, toprağın pahalanmasıyla birlikte gelecekte ülkenin zenginleri olacağını belirterek, şunları kaydetti: “Bunu goren yabancı ve yerli şirketler bilhassa Trakya Bölgesi’nde arazi toplamaya başladılar. Odalarımızdan aldığımız bilgilere göre son senelerda sıkıntı durumdaki çiftçilere yüksek fiyat vererek topraklarını satın alma süreçleri sürat kazanmış bulunmaktadır. Bölümde monopolleşmeye yol açabilecek bu gelişmeler karşısında aile işletmelerine sahip çıkılmalı, topraktan kopmaları önlenmelidir. Ülkemizin besin teminatını sağlamanın, aile işletmelerinin ayakta kalmasına ve desteklenmesine bağlı olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Ekilmedik bir karış yerimiz kalmamalıdır. Atıl durumda bekleyen 2 milyon hektar civarındaki hazine toprağı acil olarak ziraî üretime kazandırılmalıdır. Topraklarımızı daha verimli hâle getirmek için çağdaş basınçlı sulama yatırımları süratle tamamlanmalıdır. Gerek eğimli topraklarda erozyonu en aza indirmek gerekse sulamadan azami tasarruf etmek için bitkiler kendi kurallarına uygun yerlerde yetiştirilmelidir. ötürüsıyla taban ve düz topraklarda tek yıllık bitkilerin üretimi sürdürülmeli, eğimli yerlerde ise meyvecilik yapılmalıdır. Çayır, mera, yaylak ve kışlak alanlarda yürütülen tespit, tahdit ve tahsis çalışmaları bir an evvel tamamlanmalıdır. Topraktaki organik maddeyi artıran, erozyon tesirlerini azaltan, anız yangınlarını önleyen, toprağın su tutma kapasitesini artıran, toprak sürece maliyetlerini yüzde 75 azaltan ‘Korumalı Tarım’ desteklenerek yaygınlaştırılmalıdır.”
Bayraktar, “Toprak en bedelli varlığımız, üzerinde üretim yaparak geçimimizi sağladığımız ekmek teknemizdir. Gelecek kuşaklardan ödünç aldığımız topraklarımız, besin güvenliğimizin teminatıdır. Topraklarımızı koruyamazsak miras olarak çocuklarımıza açlık bırakırız. Bereketli topraklarımızın değerini bilmeliyiz” diyerek, tüm üreticilerin Toprak Bayramı’nı kutladı.