- Katılım
- 25 Eyl 2020
- Mesajlar
- 2,594
- Puanları
- 38
Uluabat ve sulak alanların geleceği mercek altına alındı
Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Kurulu öncülüğünde düzenlenen Uluabat Sulak Alan Çalıştayı’nda iklim değişikliğinin sulak alanlara tesiri ele alındı.
Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Kurulu öncülüğünde çeşitli sivil toplum örgütlerinin iştirakiyle Gölyazı Kültürevi’nde organize edilen Uluabat Sulak Alan Çalıştayı’na; Nilüfer Belediye Lideri Turgay Fazilet, Nilüfer Kent Kurulu Lideri Neslihan Binbaş, akademisyenler ve epey sayıda etraf gönüllüsü katıldı.
Çalıştay’ın açılış konuşmasını yapan Nilüfer Belediye Lideri Turgay Fazilet, iklim krizi ve sonuçları konusunda tüm dünyada ortak bir telaş olduğuna vurgu yaptı. Birleşmiş Milletler’in hususla ilgili raporuna dikkati çeken Lider Fazilet, iklim değişikliğinin yüzde 95 oranında insan etkinliklerinden kaynaklandığını tabir etti. Yapılan yanlışlardan vazgeçilirse berbata gidişin durdurabileceğini söyleyen Lider Fazilet, “İşte bu fikirden yola çıkarak, toplumda iklim krizi konusunda farkındalık yaratmak emeliyle bu yılı “İklim Yılı” ilan ettik. Uluabat Sulak Alan Çalıştayı da bu tema kapsamında organize edildi. Uluabat fazlaca özel niteliklere sahip bir tatlı su gölü. Sucul bitkileri, taban canlıları balık ve kuş popülasyonu açısından Türkiye’nin, hatta Avrupa ve Ortadoğu’nun en değerli sulak alanlarından biri. Bu nitelikleri niçiniyle Etraf Bakanlığı tarafınca Ramsar Alanı ilan edilerek muhafaza altına alınmış ve “Uluslararası Yaşayan Göller Ağı’na dahil edilmiş bir göl” dedi.
Uluabat Gölü’nün balık ve kuş çeşitleri açısından değerli bir üreme alanı olduğuna dikkati çeken Lider Turgay Fazilet, “Ancak bütün bu kıymetlerine karşın göl ekosistemi; endüstriyel ve evsel atıklar, tarım kimyasalları, maden ocaklarının atıkları, sulama hedefli su çekimleri üzere bir fazlaca niçinle önemli bir çevresel tehdit altındadır. Bu çalıştayda Uluabat’ın durumu ve geleceği hakkında, iklim değişikliğinin sulak alanlara tesiri hakkında görüş alışverişinde bulunarak ortak akılla kimi sonuçlara varacağımızı umuyorum” diye konuştu.
Nilüfer Kent Kurulu Lideri Neslihan Binbaş da Uluabat Gölü’nün tarihi ve doğal ehemmiyetine dikkat çekti. Binbaş, Uluabat Gölü’nün ortasında barındırdığı canlı ve bitkiler bakımından dünya çapında ehemmiyete sahip olduğunu belirterek herkesi yaşanan tehditlere karşı hassas olmaya davet etti.
Açılış konuşmalarının akabinde oturumlara geçildi. Kolaylaştırıcılığını
Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gül Sayan Atanur’un yaptığı oturumda Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Feza Karaer “İklim Değişikliğinin Sulak Alanlara Etkisi”, başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Dünyayı tesiri altına alan iklim krizinin birfazlaca alana olumsuz yansıması olacağını belirten Karaer, sulak alanların da büyük ziyan nazaranceğini söylemiş oldu. Ülkede kuraklık ve doğal afetlerin baş göstereceğini tabir eden Feza Karaer, “İklim krizini durdurmak kolay değil. İnsanlık olarak ahenk sağlamayı öğrenmeliyiz. Ahenk ortasında kuraklığa sağlam ve doğal afetlere hazırlıklı olmalıyız. Uluabat Gölü’nü tehdit eden biroldukça etken var. Başta sanayi tesisleri ve ortaya çıkarttıkları kimyasallar bölgeye büyük ziyan veriyor. Herkesten çok bölge halkı kollayıcı olmalı” diye konuştu.
Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy da “Uluabat Gölü Havzasında Tehditler ve Zararları”, başlıklı sunumda yıllardır yaptığı çalışmalara dikkat çekti. Uluabat Gölü’nün Türkiye için ehemmiyetine değinen Aksoy, “Uluabat Gölü, Marmara Bölgesi’nin ikinci büyük tatlı su gölüdür. 1998 yılında canlı ve bitki tiplerinin zenginliği bakımından Ramsar muhafaza bölgesi ilan edildi. Gölün su düzeyi senelera göre azalırken, kirlilik oranı artmaktadır. Bölgeden su çekimi de arttığı için canlı çeşitleri ziyan görüyor. Burayı muhafaza kollamak hepimizin bakılırsavi” dedi.
Çalıştay kapsamında Bursa Teknik Üniversitesi’nden Dr. Saadet Hacısalihoğlu “Türkiye’nin sulak alanları ve Uluabat’ın mevcut durumu”, Tabiat Muhafaza ve Ulusal Parklar 2. Bölge Müdürlüğü’nden Burçak Gönül “Uluabat Gölü sulak alan idare planı”, Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurhayat Dalkıran da “Uluabat Gölü’nün geçmişi, bugünü ve geleceği” başlıklı sunumlar yaparak iştirakçileri bilgilendirdi. Çalıştayın son kısmında ise ‘Uluabat’a Sahip Çıkıyoruz!’ başlıklı forumda iştirakçiler, görüşlerini lisana getirdi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Kurulu öncülüğünde düzenlenen Uluabat Sulak Alan Çalıştayı’nda iklim değişikliğinin sulak alanlara tesiri ele alındı.
Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Kurulu öncülüğünde çeşitli sivil toplum örgütlerinin iştirakiyle Gölyazı Kültürevi’nde organize edilen Uluabat Sulak Alan Çalıştayı’na; Nilüfer Belediye Lideri Turgay Fazilet, Nilüfer Kent Kurulu Lideri Neslihan Binbaş, akademisyenler ve epey sayıda etraf gönüllüsü katıldı.
Çalıştay’ın açılış konuşmasını yapan Nilüfer Belediye Lideri Turgay Fazilet, iklim krizi ve sonuçları konusunda tüm dünyada ortak bir telaş olduğuna vurgu yaptı. Birleşmiş Milletler’in hususla ilgili raporuna dikkati çeken Lider Fazilet, iklim değişikliğinin yüzde 95 oranında insan etkinliklerinden kaynaklandığını tabir etti. Yapılan yanlışlardan vazgeçilirse berbata gidişin durdurabileceğini söyleyen Lider Fazilet, “İşte bu fikirden yola çıkarak, toplumda iklim krizi konusunda farkındalık yaratmak emeliyle bu yılı “İklim Yılı” ilan ettik. Uluabat Sulak Alan Çalıştayı da bu tema kapsamında organize edildi. Uluabat fazlaca özel niteliklere sahip bir tatlı su gölü. Sucul bitkileri, taban canlıları balık ve kuş popülasyonu açısından Türkiye’nin, hatta Avrupa ve Ortadoğu’nun en değerli sulak alanlarından biri. Bu nitelikleri niçiniyle Etraf Bakanlığı tarafınca Ramsar Alanı ilan edilerek muhafaza altına alınmış ve “Uluslararası Yaşayan Göller Ağı’na dahil edilmiş bir göl” dedi.
Uluabat Gölü’nün balık ve kuş çeşitleri açısından değerli bir üreme alanı olduğuna dikkati çeken Lider Turgay Fazilet, “Ancak bütün bu kıymetlerine karşın göl ekosistemi; endüstriyel ve evsel atıklar, tarım kimyasalları, maden ocaklarının atıkları, sulama hedefli su çekimleri üzere bir fazlaca niçinle önemli bir çevresel tehdit altındadır. Bu çalıştayda Uluabat’ın durumu ve geleceği hakkında, iklim değişikliğinin sulak alanlara tesiri hakkında görüş alışverişinde bulunarak ortak akılla kimi sonuçlara varacağımızı umuyorum” diye konuştu.
Nilüfer Kent Kurulu Lideri Neslihan Binbaş da Uluabat Gölü’nün tarihi ve doğal ehemmiyetine dikkat çekti. Binbaş, Uluabat Gölü’nün ortasında barındırdığı canlı ve bitkiler bakımından dünya çapında ehemmiyete sahip olduğunu belirterek herkesi yaşanan tehditlere karşı hassas olmaya davet etti.
Açılış konuşmalarının akabinde oturumlara geçildi. Kolaylaştırıcılığını
Bursa Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Gül Sayan Atanur’un yaptığı oturumda Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Feza Karaer “İklim Değişikliğinin Sulak Alanlara Etkisi”, başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Dünyayı tesiri altına alan iklim krizinin birfazlaca alana olumsuz yansıması olacağını belirten Karaer, sulak alanların da büyük ziyan nazaranceğini söylemiş oldu. Ülkede kuraklık ve doğal afetlerin baş göstereceğini tabir eden Feza Karaer, “İklim krizini durdurmak kolay değil. İnsanlık olarak ahenk sağlamayı öğrenmeliyiz. Ahenk ortasında kuraklığa sağlam ve doğal afetlere hazırlıklı olmalıyız. Uluabat Gölü’nü tehdit eden biroldukça etken var. Başta sanayi tesisleri ve ortaya çıkarttıkları kimyasallar bölgeye büyük ziyan veriyor. Herkesten çok bölge halkı kollayıcı olmalı” diye konuştu.
Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Aksoy da “Uluabat Gölü Havzasında Tehditler ve Zararları”, başlıklı sunumda yıllardır yaptığı çalışmalara dikkat çekti. Uluabat Gölü’nün Türkiye için ehemmiyetine değinen Aksoy, “Uluabat Gölü, Marmara Bölgesi’nin ikinci büyük tatlı su gölüdür. 1998 yılında canlı ve bitki tiplerinin zenginliği bakımından Ramsar muhafaza bölgesi ilan edildi. Gölün su düzeyi senelera göre azalırken, kirlilik oranı artmaktadır. Bölgeden su çekimi de arttığı için canlı çeşitleri ziyan görüyor. Burayı muhafaza kollamak hepimizin bakılırsavi” dedi.
Çalıştay kapsamında Bursa Teknik Üniversitesi’nden Dr. Saadet Hacısalihoğlu “Türkiye’nin sulak alanları ve Uluabat’ın mevcut durumu”, Tabiat Muhafaza ve Ulusal Parklar 2. Bölge Müdürlüğü’nden Burçak Gönül “Uluabat Gölü sulak alan idare planı”, Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Nurhayat Dalkıran da “Uluabat Gölü’nün geçmişi, bugünü ve geleceği” başlıklı sunumlar yaparak iştirakçileri bilgilendirdi. Çalıştayın son kısmında ise ‘Uluabat’a Sahip Çıkıyoruz!’ başlıklı forumda iştirakçiler, görüşlerini lisana getirdi.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı