Yavaş: Biz Alman Hans’ını George’unu varlıklı etmeyeceğiz Gençlik Parkı Aktiflik Alanı’nda gerçekleştirilen aktifliğe Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş ve Gazeteci Cem Seymen de katıldı. Yavaş, Seymen ile bir arada cet tohumlarını Güdül’e götürecek Ankuva Bisiklet Ekibi’ni Gençlik Parkı’ndaki Kent Kurulu Aktiflik Alanı’ndan uğurladı.
PEDALLAR KENTTEN KÖYE ÇEVRİLDİ
Global ısınmanın en önemli sorumlusu olarak gösterilen karbondioksit cinsinden ölçülen sera gazlarının etrafa verdiği zararın ölçüsü olarak tanımlanan ‘karbon ayak izi’ne dair hassaslık geliştirilmesi gayesiyle gerçekleştirilen aktiflikte, Ankuva Bisiklet Grubu pedalları kentten köye çevirdi.
Lider Yavaş’ın uğurladığı bisiklet şoförleri, cet tohumlarını toprakla buluşturmak üzere Gençlik Parkı’ndan Güdül’ün Tahtacıörencik Köyü’ne gerçek yola çıktı. Delta Bisiklet ailesi de Eymir Gölü’ne giderek, hem göl etrafında paklık yaptı birebir vakitte fide dağıtımı gerçekleştirdi.
“İNSANLARI TARIMA YÖNLENDİRMEYE GEREK VAR”
“BİZ ALMAN HANS’INI GEORGE’UNU GÜÇLÜ ETMEYECEĞİZ”
Evvelki periyotta Ankara’nın, yılda 500 milyon dolara Alman çiftçisinden ağaç aldığını söyleyen Yavaş, “’Biz Alman Hans’ını George’unu güçlü etmeyeceğiz, Ankara halkını varlıklı edeceğiz’ dedik. Rakiplerim, ‘Mansur Yavaş’ın projesi yok’ dedi. Ben daima şunu söylemiş oldum: ‘Benim fazlaca hayli değerli projem var, Ankaralı üreticiyi güçlü etmek.’ İş başına gelir gelmez ziraî faaliyetlere başladık” halinde konuştu.
“ANKARA CİVARINDA TARIM YAPILAN ALANLARDA ŞU AN MEMNUNLUK VAR”
Cet Tohum Hareketi gönüllülük formunu da dolduran Yavaş, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
*kimi vakit alaya alınıyoruz, ‘nohutçu başkan’ diye… Birinci seferde bin 100 tane kontratlı üreticilik yapıldı, bin 100 çiftçiye nohutlarının alınacağı taahhüt edildi. Belediyenin bunu alacağı garanti olunca bu sefer tüccar her vakit çiftçiden ucuza alan tüccar, belediye almasın diye fiyatı yükseltti.
*Biz de onların satmasına müsaade verdik. bu türlü başladı ve Kırsal Kalkınma Dairemiz bugün çiftçi kayıt sistemine nazaran Ankara’da kayıtlı 40 bine yakın çiftçinin 18 bin 500 adediyle irtibatta. Tohum yardımından tutun her türlü teşviki yapıyoruz. Ankara’nın civarındaki tarım yapılan alanlarda şu anda memnunluk var, hepsi üretiyor.
*Çünkü satamazsanız biz alalım diyoruz. Ankara’da çiftçi mutlu. Hükümet de dayanak olursa ki olmasa da biz yolumuza devam ediyoruz, büyük oranda kontratlı üreticilik yapmak suretiyle destekleyeceğiz. Öncelik bir daha tarıma yönelmeleri.
“MAALESEF DAYANAKLAR YOK”
Cet Tohum Hareketi’ni desteklediğini belirten Yavaş, “Bu şuur benimsendiğinde özgür olacağımıza inanıyorum. Biz şu anda 600 bin ton buğday ithal ediyoruz. halbuki yalnızca Ankara’da üretilen buğday bunu karşılayabilecek durumda. Maalesef takviyeler yok” sözlerini kulandı.
“BELEDİYENİN SEMTİNİZE HARCAYACAĞI BÜTÇEYİ SİZ TESPİT EDİN”
“BU YOL HARİTASININ BAŞLANGIÇ NOKTASI BAŞKENTİMİZ ANKARA’YDI”
“Ata Tohum Hareketi’ni Ankara’dan Cumhuriyetimizin Başkent’inden yapmak benim için büyük bir gurur, büyük bir onur” diyerek konuşmasına başlayan Gazeteci Cem Seymen ise, şunları söylemiş oldu:
“Biz Türkiye olarak zenginleşme yolunu epeyce yanlış anladık. Ekonomik büyüme olağan olarak epey kıymetli. Hür piyasa ortasında her türlü fark yaratabilecek imkana sahibiz. Genç bir nüfusumuz ve dinamik bir yapımız var. Bereketli topraklarımız var lakin en kıymetlisi Cumhuriyetin ideolojisinden devraldığımız, ileriye hakikat adım atmamızı sağlayan bir yol haritamız var. Bu yol haritasının başlangıç noktası bence Başkentimiz Ankara’ydı. Hareketin temel alanı özgürlük, başlama yeri de doğal olarak Ankara olacaktı.”
“GELECEK KUŞAKLARA KARŞI SORUMLULUĞUMUZ VAR”
Dünyada etrafın muhafazası konusunda farkındalık oluşturulması gayesiyle Güdül’e gerçek pedallayacaklarını belirten Ankara Kent Kurulu Yürütme Heyeti Lideri Halil İbrahim Yılmaz, “Bizler de bu yılki ‘Dünya Etraf Günü’nde gelecek nesillere manalı bir armağan bırakmış olacağız” dedi.
“GDO’LU TOHUMLAR HEM BEŞERE tıpkı vakitte TABİATA ZARARLI”
Tohumun geleceğe bırakılacak en kıymetli bir miras olduğunu belirten Yılmaz, konuşmasına şöyleki devam etti:
“Son yüzyılda ne yazık ki insanoğlunun tabiatın kendisine bahşettiği pahaları bir bir yok etmesine ve global iklim felaketiyle karşı karşıya bırakmasına üzülerek şahit oluyoruz. Cömertçe mahsul veren Cet tohumlarının yerini alan genetiğiyle oynanmış tohumlar hem beşere hem tabiata büyük ziyanlar veriyor. Bir taraftan topraklarımızı verimsizleştiriyor öbür taraftan insanoğlunun hem vücut hem ruh sıhhatini bozarak sıhhatsiz jenerasyonların oluşmasına taban hazırlıyor.”
“ÇEVREMİZ İÇİN EN BÜYÜK KATKI”
Genetiği oynanmış tohumların ziyanları ile ilgili de bilgi veren Yılmaz, “Yüzsenelerdır Cet tohumuna kucak açmış Anadolu toprağını bu tohumlarla buluşturmanın etrafımıza sağlayacağımız en büyük katkı olduğunu düşünüyorum. Ankara Kent Kurulu olarak gelecek kuşaklarımıza karşı sorumluluğumuz olan her mevzuda irade koymaya hazır olduğumuzu tabir etmek istiyorum” diye konuştu.
PEDALLAR KENTTEN KÖYE ÇEVRİLDİ
Global ısınmanın en önemli sorumlusu olarak gösterilen karbondioksit cinsinden ölçülen sera gazlarının etrafa verdiği zararın ölçüsü olarak tanımlanan ‘karbon ayak izi’ne dair hassaslık geliştirilmesi gayesiyle gerçekleştirilen aktiflikte, Ankuva Bisiklet Grubu pedalları kentten köye çevirdi.
Lider Yavaş’ın uğurladığı bisiklet şoförleri, cet tohumlarını toprakla buluşturmak üzere Gençlik Parkı’ndan Güdül’ün Tahtacıörencik Köyü’ne gerçek yola çıktı. Delta Bisiklet ailesi de Eymir Gölü’ne giderek, hem göl etrafında paklık yaptı birebir vakitte fide dağıtımı gerçekleştirdi.
“İNSANLARI TARIMA YÖNLENDİRMEYE GEREK VAR”
“BİZ ALMAN HANS’INI GEORGE’UNU GÜÇLÜ ETMEYECEĞİZ”
Evvelki periyotta Ankara’nın, yılda 500 milyon dolara Alman çiftçisinden ağaç aldığını söyleyen Yavaş, “’Biz Alman Hans’ını George’unu güçlü etmeyeceğiz, Ankara halkını varlıklı edeceğiz’ dedik. Rakiplerim, ‘Mansur Yavaş’ın projesi yok’ dedi. Ben daima şunu söylemiş oldum: ‘Benim fazlaca hayli değerli projem var, Ankaralı üreticiyi güçlü etmek.’ İş başına gelir gelmez ziraî faaliyetlere başladık” halinde konuştu.
“ANKARA CİVARINDA TARIM YAPILAN ALANLARDA ŞU AN MEMNUNLUK VAR”
Cet Tohum Hareketi gönüllülük formunu da dolduran Yavaş, kelamlarını şöyleki sürdürdü:
*kimi vakit alaya alınıyoruz, ‘nohutçu başkan’ diye… Birinci seferde bin 100 tane kontratlı üreticilik yapıldı, bin 100 çiftçiye nohutlarının alınacağı taahhüt edildi. Belediyenin bunu alacağı garanti olunca bu sefer tüccar her vakit çiftçiden ucuza alan tüccar, belediye almasın diye fiyatı yükseltti.
*Biz de onların satmasına müsaade verdik. bu türlü başladı ve Kırsal Kalkınma Dairemiz bugün çiftçi kayıt sistemine nazaran Ankara’da kayıtlı 40 bine yakın çiftçinin 18 bin 500 adediyle irtibatta. Tohum yardımından tutun her türlü teşviki yapıyoruz. Ankara’nın civarındaki tarım yapılan alanlarda şu anda memnunluk var, hepsi üretiyor.
*Çünkü satamazsanız biz alalım diyoruz. Ankara’da çiftçi mutlu. Hükümet de dayanak olursa ki olmasa da biz yolumuza devam ediyoruz, büyük oranda kontratlı üreticilik yapmak suretiyle destekleyeceğiz. Öncelik bir daha tarıma yönelmeleri.
“MAALESEF DAYANAKLAR YOK”
Cet Tohum Hareketi’ni desteklediğini belirten Yavaş, “Bu şuur benimsendiğinde özgür olacağımıza inanıyorum. Biz şu anda 600 bin ton buğday ithal ediyoruz. halbuki yalnızca Ankara’da üretilen buğday bunu karşılayabilecek durumda. Maalesef takviyeler yok” sözlerini kulandı.
“BELEDİYENİN SEMTİNİZE HARCAYACAĞI BÜTÇEYİ SİZ TESPİT EDİN”
“BU YOL HARİTASININ BAŞLANGIÇ NOKTASI BAŞKENTİMİZ ANKARA’YDI”
“Ata Tohum Hareketi’ni Ankara’dan Cumhuriyetimizin Başkent’inden yapmak benim için büyük bir gurur, büyük bir onur” diyerek konuşmasına başlayan Gazeteci Cem Seymen ise, şunları söylemiş oldu:
“Biz Türkiye olarak zenginleşme yolunu epeyce yanlış anladık. Ekonomik büyüme olağan olarak epey kıymetli. Hür piyasa ortasında her türlü fark yaratabilecek imkana sahibiz. Genç bir nüfusumuz ve dinamik bir yapımız var. Bereketli topraklarımız var lakin en kıymetlisi Cumhuriyetin ideolojisinden devraldığımız, ileriye hakikat adım atmamızı sağlayan bir yol haritamız var. Bu yol haritasının başlangıç noktası bence Başkentimiz Ankara’ydı. Hareketin temel alanı özgürlük, başlama yeri de doğal olarak Ankara olacaktı.”
“GELECEK KUŞAKLARA KARŞI SORUMLULUĞUMUZ VAR”
Dünyada etrafın muhafazası konusunda farkındalık oluşturulması gayesiyle Güdül’e gerçek pedallayacaklarını belirten Ankara Kent Kurulu Yürütme Heyeti Lideri Halil İbrahim Yılmaz, “Bizler de bu yılki ‘Dünya Etraf Günü’nde gelecek nesillere manalı bir armağan bırakmış olacağız” dedi.
“GDO’LU TOHUMLAR HEM BEŞERE tıpkı vakitte TABİATA ZARARLI”
Tohumun geleceğe bırakılacak en kıymetli bir miras olduğunu belirten Yılmaz, konuşmasına şöyleki devam etti:
“Son yüzyılda ne yazık ki insanoğlunun tabiatın kendisine bahşettiği pahaları bir bir yok etmesine ve global iklim felaketiyle karşı karşıya bırakmasına üzülerek şahit oluyoruz. Cömertçe mahsul veren Cet tohumlarının yerini alan genetiğiyle oynanmış tohumlar hem beşere hem tabiata büyük ziyanlar veriyor. Bir taraftan topraklarımızı verimsizleştiriyor öbür taraftan insanoğlunun hem vücut hem ruh sıhhatini bozarak sıhhatsiz jenerasyonların oluşmasına taban hazırlıyor.”
“ÇEVREMİZ İÇİN EN BÜYÜK KATKI”
Genetiği oynanmış tohumların ziyanları ile ilgili de bilgi veren Yılmaz, “Yüzsenelerdır Cet tohumuna kucak açmış Anadolu toprağını bu tohumlarla buluşturmanın etrafımıza sağlayacağımız en büyük katkı olduğunu düşünüyorum. Ankara Kent Kurulu olarak gelecek kuşaklarımıza karşı sorumluluğumuz olan her mevzuda irade koymaya hazır olduğumuzu tabir etmek istiyorum” diye konuştu.